“Tartışmasız her yerde liderliğe hasret vardır. Bu hasret öylesine güçlüdür ki, zaman zaman en nahoş, en hatalı, en gülünç ifadeleri takınıyormuş gibi görünür. Belki de bu, birdenbire mantar gibi bitiveren, tüm spesifik çıkarlarıyla beraber sayısız yeni ‘topluluk’, ‘camia’, ‘düzen’, ‘tarikat’ ve ‘okul’larda en açık biçimde kendisini ispatlıyordur. Her birinin de merkezinde kendi kurtarıcısı, peygamberi ya da devrimcisi vardır. Her biri, dünyamızı iyileştirmek ve kurtarmak gibi en abartılı iddiaları dile getirir. Bu bak
Tükendi
Gelince Haber Ver“Tartışmasız her yerde liderliğe hasret vardır. Bu hasret öylesine güçlüdür ki, zaman zaman en nahoş, en hatalı, en gülünç ifadeleri takınıyormuş gibi görünür. Belki de bu, birdenbire mantar gibi bitiveren, tüm spesifik çıkarlarıyla beraber sayısız yeni ‘topluluk’, ‘camia’, ‘düzen’, ‘tarikat’ ve ‘okul’larda en açık biçimde kendisini ispatlıyordur. Her birinin de merkezinde kendi kurtarıcısı, peygamberi ya da devrimcisi vardır. Her biri, dünyamızı iyileştirmek ve kurtarmak gibi en abartılı iddiaları dile getirir. Bu bakımdan, bizim çağımız Antik Çağ’daki Helenistik dönemin düşüşünü de anımsatıyor. […] Günümüzdeki bu tür tarikat oluşumlarının ve hiziplerin detaylarına girmek istemem. Bunun yerine, liderler problemini hayatlarımızın din, devlet, ekonomi ve ulus gibi tüm esas alanlarında titizlikle ve teorik olarak ele almayı öneriyorum. Yine de bu problemleri, gayelerimiz için gerektiği kadar taslağını çıkaracağım belli bir felsefi yaşam ve dünya görüşü zemininde değerlendireceğim.”