Tarihte yalnızca birkaç papa için kullanılan Magnus (Büyük/Yüce) unvanın sahiplerinden biri olan Papa I. Gregorius (ö. 604), Roma Katolik Kilisesi’nin en önemli isimleri arasında yer almakta ve Orta Çağ Avrupası’nın kurucularından biri olarak kabul edilmektedir. Papa I. Gregorius’u bu derece önemli kılan hususların neler olduğunun incelendiği bu çalışmada, üç temel hususun öne çıktığı söylenebilir. Bu hususlardan ilki, Gregorius’un yazmış olduğu eserler ve mektuplardır. Yaşadığı dönemdeki diğer papalarla kıyaslandığında oldukça üretken bir yazar olan Gregorius’un eserleri, Orta
Tükendi
Gelince Haber VerTarihte yalnızca birkaç papa için kullanılan Magnus (Büyük/Yüce) unvanın sahiplerinden biri olan Papa I. Gregorius (ö. 604), Roma Katolik Kilisesi’nin en önemli isimleri arasında yer almakta ve Orta Çağ Avrupası’nın kurucularından biri olarak kabul edilmektedir. Papa I. Gregorius’u bu derece önemli kılan hususların neler olduğunun incelendiği bu çalışmada, üç temel hususun öne çıktığı söylenebilir. Bu hususlardan ilki, Gregorius’un yazmış olduğu eserler ve mektuplardır. Yaşadığı dönemdeki diğer papalarla kıyaslandığında oldukça üretken bir yazar olan Gregorius’un eserleri, Orta Çağ Hıristiyan literatürünü önemli ölçüde etkilemiştir. Bu eserlerde ahlak üzerine yapılan vurgu Hıristiyan toplumların yaşantısında kalıcı dönüşümler meydana gelmesine de katkı sağlamıştır. İkincisi, Kilise içinde ve manastır hayatında yapılan düzenlemelerdir. Papa I. Gregorius hem Roma Kilisesi hem de Avrupa’daki diğer kiliselerle ilgili reform niteliğinde düzenlemeler yapmıştır. Ayrıca tarihteki ilk keşiş papa olan Gregorius, manastırlara ve keşişlere özel bir ilgi göstermiş ve daha önce yapılmayan bir işi gerçekleştirerek keşişleri Roma Katolik Kilisesi’ne entegre etmeye çalışmıştır. Üçüncüsü ise Gregorius’un papalık süresi boyunca kurmuş olduğu siyasi ilişkilerdir. Batı Roma İmparatorluğu’nun 476 yılında yıkılmasının ardından Avrupa’da meydana gelen ve bir asırdan fazla bir süredir devam eden otorite boşluğu Gregorius tarafından Papalık aracılığıyla doldurulmak istenmiştir. Bu nedenle Gregorius yalnızca bir piskopos gibi davranmamış aynı zamanda bir siyasi liderin yapması gereken görevleri de üstlenerek hareket etmiştir. Bu bağlamda Gregorius, otorite ve düzeni sağlamak adına gerek yazmış olduğu eserlerde gerek kilise içerisinde yapmış olduğu düzenlemelerde gerekse kurmuş olduğu siyasi ilişkilerde daima Roma Katolik Kilisesi’nin üstünlüğünü ve otoritesini savunmuştur. Bu üstünlük iddiası için Gregorius’un en büyük dayanağı ise Havari Petrus olmuştur. Dile getirdiği argümanların tamamını Roma Katolik Kilisesi için benimsemiş olduğu vizyona uygun bir forma sokarak muhataplarına aktaran Gregorius Magnus’un çizmiş olduğu yol haritası kendisinden sonra gelen papalar ve din adamları için önemli bir rehber olmuştur.