“Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir’ ve Arap halkları istisna değildir.”
Yaklaşık 150 yıllık bir zaman dilimini ve iki kıtaya yayılan geniş bir coğrafyayı anlatan bu kitap Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki işçilerin ve sendikal hareketin durumunu inceliyor. Bölgenin tarihini jeopolitik gelişmeler, savaşlar, siyasetçiler, anayasalar veya uluslararası anlaşmalar üzerinden okumuş olabilirsiniz. Bu kez, Arap Dünyası’nı grevler, iş kanunları, sendika liderleri veya sıradan işçilerin deneyimleri üzerinden anlatan bir kitapla karşı karşıyasınız. Türkiye ve Arap Dünyası arasınd
Tükendi
Gelince Haber Ver“Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir’ ve Arap halkları istisna değildir.”
Yaklaşık 150 yıllık bir zaman dilimini ve iki kıtaya yayılan geniş bir coğrafyayı anlatan bu kitap Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki işçilerin ve sendikal hareketin durumunu inceliyor. Bölgenin tarihini jeopolitik gelişmeler, savaşlar, siyasetçiler, anayasalar veya uluslararası anlaşmalar üzerinden okumuş olabilirsiniz. Bu kez, Arap Dünyası’nı grevler, iş kanunları, sendika liderleri veya sıradan işçilerin deneyimleri üzerinden anlatan bir kitapla karşı karşıyasınız. Türkiye ve Arap Dünyası arasındaki tarihi, kültürel, siyasi ve ekonomik bağlar sürekli konuşulsa da bölgedeki işçi hareketleri hakkında bilgi oldukça sınırlıdır. Kitabın amacı bu konudaki şaşırtıcı benzerlikleri aktarmak ve ilham vermektir.
“Tunus’ta sendikalar ülkenin bağımsızlığında ve demokratikleşmesinde kilit bir rol oynadılar. Böylece Nobel Barış Ödülü’nü kazandılar. Mısır’da devlet kontrolündeki sendikaların gücüne rağmen bağımsız sendikaların grevleri Arap Baharı’nın habercisi oldu. Filistin’de sendikalar önce İngiliz Mandasına sonra İsrail’e karşı verilen ulusal mücadelenin önemli bir aktörü oldular. Lübnan sendikaları, farklı mezhep ve etnik kökenlerden işçileri bir araya getirerek ülkede önemli bir istisna oluşturdu. Sendikaların tarihsel konumu Suriye Savaşı’nı ve bölgenin geleceğini anlamak için önemli ipuçları vermektedir. Cezayir’de demokratikleşme ve laiklik tartışmalarını, Irak’ta işgalleri ve yeniden inşa süreçlerini, Körfez sermayesinin dönüşümünü veya mültecilerin koşullarını yorumlayabilmek için sendikaları ve işçi hareketlerini anlamak gerekir.”