Britanya’da Rönesans ve Reformasyon’un yaşandığı bu dönemde, Osmanlı İmparatorluğu da yükseliş dönemini yaşıyordu. İmparatorlukla temsil edilen İslâm ve Britanya arasındaki ilişkiler, askerî, dinî, toplumsal ve entelektüel açıdan dengeleri değiştiren bir unsurla şekilleniyordu: Güç ve cazibe.
Nabil Matar’ın bu olağanüstü eseri, Britanya’da İslâm’a ve Müslümanlara bakış açısını 1558-1685 yılları arasına odaklanarak inceliyor. Eser, bir taraftan İslâm’ın entelektüel gücünü ve cazibesini gösterirken, diğer yandan Britanya’da üretilen ede
Tükendi
Gelince Haber VerBritanya’da Rönesans ve Reformasyon’un yaşandığı bu dönemde, Osmanlı İmparatorluğu da yükseliş dönemini yaşıyordu. İmparatorlukla temsil edilen İslâm ve Britanya arasındaki ilişkiler, askerî, dinî, toplumsal ve entelektüel açıdan dengeleri değiştiren bir unsurla şekilleniyordu: Güç ve cazibe.
Nabil Matar’ın bu olağanüstü eseri, Britanya’da İslâm’a ve Müslümanlara bakış açısını 1558-1685 yılları arasına odaklanarak inceliyor. Eser, bir taraftan İslâm’ın entelektüel gücünü ve cazibesini gösterirken, diğer yandan Britanya’da üretilen edebi eserleri, tiyatro oyunlarını, kilise vaazlarını ve İslâm karşıtı söylemleri analiz ederek doğunun ve İslâm’ın güçlü ve cazibe merkezi olduğu bu dönem boyunca, batının doğuya “tahakküm edemediğini” ve onu “yeniden inşa edemediğini,” zira doğunun tüm unsurlarıyla kendi kendini temsil etme kudretine sahip olduğunu ve batıyı tesiri altına aldığını ortaya koyuyor. Britanya özelinde batının bu dönemde sahada yenemediği doğuyu, İslâm ile onun kurucularını ve İslâm’ın hâmîsi Türkleri sahnede, kilisede ve tiyatroda kurgusal imajlarla nasıl şeytanlaştırıldığını, mağlup ettiğini veya onlara felaket dolu bir kader biçtiğini bizlere gösteriyor.
Bu kitap okuyucusunu şu sorular üzerinde düşünmeye sevk ederek ona yeni ufuklar açacaktır:
• İslâm’a, Müslümanlara ve Türklere bakış açısında o dönem ile bugün arasında ne değişmişti?
• İslamofobi, Türk korkusunun kılık değiştirmiş hali miydi?
• Yahudiler hâlen İngiltere’nin Türklere karşı kullandığı paralı askerleri miydi?
• Hıristiyanların eskatolojik beklentileri hâlen devam etmekte miydi?
• Charlie Hebdo’da çizilen İslâm karşıtı karikatürlerin Rönesans ya da yeniçağ İngiltere’sinde önemli kökleri var mıydı?
“Oryantalizm’in Kırbacı Güç ve Cazibe: İslâm Britanya’da, 1558-1685,” güç ve cazibeyle temsil edilen bu dönemdeki tarihimize doğru bizleri uzun bir yolculuğa çıkaracak ve Britanya özelinde batının İslâm’a ve Müslümanlara bakışını bizlere tekrar tekrar hatırlatacak ve dünden öğrendiklerimizle bugünü yaşayarak yarınlarımızı aydınlatmaya yardımcı olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Yahudiseverlik, Eskatoloji, Apokaliptik Literatür, Millenerianizm, Doğal Akıl, Inner Light, Sabatay Sevi, Oryantalizm, Prisca Sapientia, Saracenler, Arap-İslâm Mirası, Hıristiyan Siyonizmi, Jan Amos Komensky, Milenyum, Hay b. Yakzân, Yeni Platoncular, Antichrist, İsa’nın Dünya’ya İkinci Gelişi, Kahveevleri, Rosicrucianlar, Yahudilerin Restorasyonu, Evanjelizm, Hartlib Cemiyeti, Alcoran, Quakerlar, Türk-Saracen Kafası, Filistin