19. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti’nde Müslüman kız çocuklarının gidebileceği tek okul sıbyan mektebiydi. Kızlarına ileri derecede bir eğitim aldırmak isteyen aileler bunu özel hocalar vasıtasıyla gerçekleştiriyordu. Konak eğitimden genellikle yöneticilerin veya ulemanın kızları faydalanmaktaydı. İslami kurallar gereğince ergenliğe giren Müslüman kız çocukları erkek hocadan ders alamadığından ve Batılılaşmayla birlikte Fransızca bilmek, piyano çalmak, Batılı gibi davranmak moda haline geldiğinden varlıklı aileler, evlerinde yabancı mürebbiye çalıştırmaya başladılar. Ailenin bir bireyi gibi muamele gören yabancı müreb
Tükendi
Gelince Haber Ver19. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti’nde Müslüman kız çocuklarının gidebileceği tek okul sıbyan mektebiydi. Kızlarına ileri derecede bir eğitim aldırmak isteyen aileler bunu özel hocalar vasıtasıyla gerçekleştiriyordu. Konak eğitimden genellikle yöneticilerin veya ulemanın kızları faydalanmaktaydı. İslami kurallar gereğince ergenliğe giren Müslüman kız çocukları erkek hocadan ders alamadığından ve Batılılaşmayla birlikte Fransızca bilmek, piyano çalmak, Batılı gibi davranmak moda haline geldiğinden varlıklı aileler, evlerinde yabancı mürebbiye çalıştırmaya başladılar. Ailenin bir bireyi gibi muamele gören yabancı mürebbiyeler çocuklara Fransızca/İngilizce okuyup yazma, hesap bilgisi, piyano, resim, el işi, görgü kuralları gibi konularda eğitim vermekteydiler. Mürebbiyelerin bir kısmı işinin ehli olmakla birlikte birçoğu bu mesleğin eğitimini almamış kişilerden oluşmaktaydı. Müslüman ebeveynlerin yabancı mürebbiyelerin bilgisini denetleyecek donanıma sahip olmaması, kimi çocukların bu hanımlardan olumsuz bir biçimde etkilenmelerine ve kendi kültürlerine yabancılaşmalarına sebep oldu. Ülkenin içinde bulunduğu savaş ortamının da etkisiyle yabancı mürebbiyeler zamanla birer tehlike veya tehdit olarak görülmeye başlandı.