Bu kitap, Osmanlı Tetkikleri serisinin ikinci kitabını oluşturmaktadır. Eserde Osmanlı’daki huzur derslerine odaklanan çalışmalarımızdan meydana gelmiştir.
Huzur dersleri, h. 1172 Ramazan’ından itibaren Sultan III. Mustafa’nın fermanıyla saltanat makâmıyla resmileşen, biniş merasimi sonrası Osmanlı padişahının hazır bulunmasıyla, şeyhulislâm tarafından seçilen ve padişah tarafından onaylanan yetkin ulemâdan müteşekkil bir heyet tarafından her yıl Ramazan’ın belirli günlerinde padişahça tayin edilen mekânlarda gerçekleştirilen ilmî mecliste Kadi Beyzâvî tefsîrinin münâzaralı tarzda tedrîsi” için
Tükendi
Gelince Haber VerBu kitap, Osmanlı Tetkikleri serisinin ikinci kitabını oluşturmaktadır. Eserde Osmanlı’daki huzur derslerine odaklanan çalışmalarımızdan meydana gelmiştir.
Huzur dersleri, h. 1172 Ramazan’ından itibaren Sultan III. Mustafa’nın fermanıyla saltanat makâmıyla resmileşen, biniş merasimi sonrası Osmanlı padişahının hazır bulunmasıyla, şeyhulislâm tarafından seçilen ve padişah tarafından onaylanan yetkin ulemâdan müteşekkil bir heyet tarafından her yıl Ramazan’ın belirli günlerinde padişahça tayin edilen mekânlarda gerçekleştirilen ilmî mecliste Kadi Beyzâvî tefsîrinin münâzaralı tarzda tedrîsi” için kullanılan bir terimdir. Yaklaşık 200 yıllık bir geleneğe sahiptir.
Eserde beş çalışma yapılmıştır. Birinci çalışmamız, Osmanlıda padişah huzurunda yapılan huzur derslerinin tanımı, özellikleri, unsurları, meclisleri, icra şekli, takrir edilen ayetler ve sureler, ödül ve cezalar, takrir ve müzakere metinleri konularıyla Osmanlı’daki Huzur derslerinin kimliğini ortaya koymaktadır. İkinci çalışmamız, huzur dersleri geleneğinin klasik kaynaklarını ve modern literatürünü tanıtmaktadır. Üçüncü çalışmamız, Osmanlı Arşiv belgelerinde Huzur dersleriyle ilgili belgeler ele alınmış, bu belgelerin huzur derslerinin hangi parametreleriyle ilgili bilgiler sağladığı ortaya konmaya çalışılmıştır. Dördüncü çalışmamız, Huzur derslerine katılan Erzurumlu; beşinci çalışmamız ise Erzincanlı alimleri tanıtıp hangi derslere muhatap ve mukarrir sıfatıyla katıldığını ele almıştır.
Çalışmanın ilim dünyasına bir nebze katkı sağlaması dileğiyle…