Osmanlı tarihinde isyanlar meselesi bugüne kadar gerek akademik gerekse de popüler kültür çevreleri tarafından tek tük toplu olarak, çoğunlukla ise birer birer ele alınmaya çalışılmıştır. Konuyu bütünüyle inceleme iddiasında olan az sayıdaki çalışmalar muhtemelen toplumda daha çok ilgi çekmeleri sebebiyle konularını askerî isyanlarla sınırlandırmayı tercih etmişlerdir. Bu hâliyle de bütünün ancak bir parçasını analiz etme eğilimini sürdürmüşlerdir. Belli bir Osmanlı kıyamını derinlemesine analiz edenler ise genelde her şeyi kendi çalışma konuları açısından açı
Tükendi
Gelince Haber VerOsmanlı tarihinde isyanlar meselesi bugüne kadar gerek akademik gerekse de popüler kültür çevreleri tarafından tek tük toplu olarak, çoğunlukla ise birer birer ele alınmaya çalışılmıştır. Konuyu bütünüyle inceleme iddiasında olan az sayıdaki çalışmalar muhtemelen toplumda daha çok ilgi çekmeleri sebebiyle konularını askerî isyanlarla sınırlandırmayı tercih etmişlerdir. Bu hâliyle de bütünün ancak bir parçasını analiz etme eğilimini sürdürmüşlerdir. Belli bir Osmanlı kıyamını derinlemesine analiz edenler ise genelde her şeyi kendi çalışma konuları açısından açıklama eğilimleri ile oluşturulmaya çalışılan büyük resme olumlu bir katkıda bulunamamışlardır. Dolayısıyla Osmanlı tarih yazımında ayaklanmalar konusunda bütünsel bir analizin eksikliği hâlâ hissedilmeye devam etmektedir. Osmanlıda İsyan Algısı, bugüne kadar Osmanlı kıyamlarına bakışta yeterince oluşturulamamış yaşananlara bütünsel bir bakışın önünü ardına kadar açmayı hedeflemektedir. Osmanlı Devleti’nin erken modern dönemde yüzleşmek zorunda kaldığı bu başkaldırıların birlikte analiz edilmesi, (derin) devlet aklının isyanlar karşısında geliştirmiş olduğu planlı fakat bir o kadar da karmaşık yapıyı ortaya çıkaracak olması bakımından oldukça değerlidir. Bu hâliyle çalışmanın, Osmanlı ayaklanmaları üzerine günümüze kadar yapılmış akademik ve popüler çalışmaları bir adım öteye taşıyarak konunun teorik alt yapısının oluşturulmasında önemli bir basamak işlevi göreceği kanısındayız.