Elinizdeki kitap, on dördüncü yüzyılda Kuzeybatı Anadolu uç bölgesinde tarih sahnesine çıktıktan sonra Doğu Roma İmparatorluğu sahasını genişleme alanı olarak kabul eden ve kuruluşundan yaklaşık yüz elli yıl sonra İstanbul başkentli büyük dünya imparatorluğu kuran Osmanlıların bunları gerçekleştirirken sahip oldukları yönetim anlayışları ve politikaları ile stratejilerini inceleyen her biri konu ile ilgili ayrı bir makale olarak hazırlanmış sekiz bölümden oluşmaktadır.
Yazarın bu kitaptaki temel tezi, özellikle bazı doğu bilimcilerin Osmanist kimliği ile ortaya attıkları fikirlere karşın Osmanlıların genişlemesini tarihî gerçeklerle ilişkilendirmektir. Bu ilişkinin temelinde, Osmanlıların ileri sürüldüğü gibi tesadüflerin eseri ya
Tükendi
Gelince Haber VerElinizdeki kitap, on dördüncü yüzyılda Kuzeybatı Anadolu uç bölgesinde tarih sahnesine çıktıktan sonra Doğu Roma İmparatorluğu sahasını genişleme alanı olarak kabul eden ve kuruluşundan yaklaşık yüz elli yıl sonra İstanbul başkentli büyük dünya imparatorluğu kuran Osmanlıların bunları gerçekleştirirken sahip oldukları yönetim anlayışları ve politikaları ile stratejilerini inceleyen her biri konu ile ilgili ayrı bir makale olarak hazırlanmış sekiz bölümden oluşmaktadır.
Yazarın bu kitaptaki temel tezi, özellikle bazı doğu bilimcilerin Osmanist kimliği ile ortaya attıkları fikirlere karşın Osmanlıların genişlemesini tarihî gerçeklerle ilişkilendirmektir. Bu ilişkinin temelinde, Osmanlıların ileri sürüldüğü gibi tesadüflerin eseri ya da şartların gereği olarak imparatorluğa dönüşmediği aksine sahip oldukları gelenek ve bununla ilintili uyguladıkları yönetim anlayışları ile stratejileri yer almaktadır. Bahsedilen gelenek ve yönetim anlayışı ile stratejiler, Osmanlılarda kendine özgü bir hal alarak çok dilli, çok dinli ve çok kültürlü bir imparatorluğa geçiş sürecinin en önemli unsuru olmuştu. Osmanlıların aşiretten devlete ve daha sonra imparatorluğa geçiş serüvenleri ve bu sırada takip edilen siyasetin analizleri ile bu konuda ileri sürülen görüşlerin sorgulanması, küçük bir aşiretten büyük bir imparatorluğa tesadüfler eseri geçilemeyeceği gerçeğini göz önüne seriyor.
Osmanlıların kuruluş döneminden itibaren aşiret, devlet ve nihayet imparatorluğa geçiş aşamaları ve bununla birlikte İstanbul’un fethedilmesi amacıyla gerçekleştirilen kuşatmalar bir stratejiler bütünlüğü özelliği taşır. Bu özellik istihbarat ağı ile pekiştirilerek, diplomasinin bütün inceliklerinin kullanılmasıyla olgunluğa erişmiştir. Bu süreçte takip edilen din politikası ise fetihçi Türk imparatorluğuna giden yolun en etkili halini sergiler.
Sözü edilen bu konulara dair yeni bilgi ve yorumları bulacağınız bu çalışma, esasında Osmanlıların kuruluşundan itibaren sahip oldukları niteliklerin temel dinamiklerine dair gizemin izlerinin neler olduğunu ortaya çıkarmaya yönelik çabanın bir sonucudur.