“Elinizdeki bu kitabı yazmaya mecburdum. Çünkü yıllarca spor hayatım, yani futbolculuğum, sonra hakemliğim, sonra kabzımallığım ve sonra gazete ve televizyon hayatımdaki yaşadığım olaylardan dolayı yazılı, görsel ve sosyal medyada çok yorumlar yapıldı. Doğru olanlar vardı, hatalı olanlar vardı. Bazılarına yorumculuk yaptığım televizyonlarda, bazılarına da yazdığım gazetelerde cevap vermeye çalışıyordum. Ama biliyordum ki hepsi kopuk kopuktu. Televizyonları seyretmeyenler, gazeteleri okumayanlar var. Ben bunların hepsini kafamda birleştirip kendimi tatmin ediyordum ama kamuoyunun bütün bunları toplayıp da keşfetmeye ne zamanı n
Tükendi
Gelince Haber Ver“Elinizdeki bu kitabı yazmaya mecburdum. Çünkü yıllarca spor hayatım, yani futbolculuğum, sonra hakemliğim, sonra kabzımallığım ve sonra gazete ve televizyon hayatımdaki yaşadığım olaylardan dolayı yazılı, görsel ve sosyal medyada çok yorumlar yapıldı. Doğru olanlar vardı, hatalı olanlar vardı. Bazılarına yorumculuk yaptığım televizyonlarda, bazılarına da yazdığım gazetelerde cevap vermeye çalışıyordum. Ama biliyordum ki hepsi kopuk kopuktu. Televizyonları seyretmeyenler, gazeteleri okumayanlar var. Ben bunların hepsini kafamda birleştirip kendimi tatmin ediyordum ama kamuoyunun bütün bunları toplayıp da keşfetmeye ne zamanı ne de böyle bir hakkı vardı. Onun için de bu kitabı yazmaya karar verdim.
Hayatımda sevmediğim cümleler var. ‘Ben doğru bir adamım.’ ‘Ben dürüst bir insanım.’ ‘Ben yalan söylemem.’ Bunların hiçbirini ne yazılarımda, ne söylemlerimde ne de özel hayatımda kullandım. Siz neyseniz onun kararını kamuoyu verir, siz veremezsiniz; öyle bir hakkınız da yok. Artısıyla eksisiyle bu kitabı yazdım. İkinci bir kitap yazar mıyım? Şu anda çok zor gözüküyor. Kitabın son sözünü bu arka kapakta yazıyorum. Bu kitap hem benim kitabım hem de ‘BENİM’.”