"O sabah acayip bir telaş vardı karınca yuvasında. Yumurtadan çıkan yavruların bakımıyla ilgilenen işçi karıncalar, o gün suyun bir an önce yetişmesi gerektiğini bildiren birtakım işaretler edinmiş; kendi aralarında hemen örgütlenip diğer işçileri de durumdan haberdar ederek, su bulmak için kaynak arayışına çıkmışlardı. Bu boşluktan istifade, diğer bir kısım karınca da yuva içinde bulunan çöpleri dışarıya atmak için derhal harekete geçmişti. Aralarındaki işbirliği düzeni, sosyal bir yaratık olmanın gerekliliğiyle adeta saat gibi tıkır tıkır işlemekteydi. Eh ne de olsa karıncalar, insanlar gibi yeni değildi yeryüzünde. Yüz milyon yıldan beri varolagelmiş ve bu kadim varlıklarının tecrübesiyle, dünya üzerinde her yere yayılarak, oldukça sistemli denebilecek organize bir yaşam işbirliğini yaratmışlardı..."Yüksel Yokolma bu deneysel romanında; yaşamın en temel öğelerinden yola çıkarak, birbirini çoğaltan aşkları, ölümleri, aslında daha çok ölümlere direnen yaşamları, kısacası; insanı ve insana dair her değeri bir kere daha anlamaya ve anlatmaya yönelik öyküleri sunuyor.