Elma Yayınevi, çok bilindik, çok kullanılan bir kavramı tartışmaya açıyor bu yepyeni kitabıyla. Moda kavramlardan olan “kurumsallaşma” sadece lafta mı kalıyor, yoksa gerçekten uygulanıyor mu? Uygulansa bile sonuç odaklı mı, yoksa sadece şeklen mi?
Kurumsallaşma hakkında herkesin söyleyecek ne çok şeyi var... Bunları kitabın sayfaları arasında ayrıntılarıyla yazdım. En yaygın ve kulağa hoş geleni de “Kurumsal firma, kurallara dayalı olarak işleyen, sistem içerisinde yönetilen, kişilere bağlı olmayan bir firmadır. Yönetim, paydaşlar, tedarikçiler, çalışanlar tamamen bu sistemin birer parçasıdır ve onlar da bu kurallara uymak
Tükendi
Gelince Haber VerElma Yayınevi, çok bilindik, çok kullanılan bir kavramı tartışmaya açıyor bu yepyeni kitabıyla. Moda kavramlardan olan “kurumsallaşma” sadece lafta mı kalıyor, yoksa gerçekten uygulanıyor mu? Uygulansa bile sonuç odaklı mı, yoksa sadece şeklen mi?
Kurumsallaşma hakkında herkesin söyleyecek ne çok şeyi var... Bunları kitabın sayfaları arasında ayrıntılarıyla yazdım. En yaygın ve kulağa hoş geleni de “Kurumsal firma, kurallara dayalı olarak işleyen, sistem içerisinde yönetilen, kişilere bağlı olmayan bir firmadır. Yönetim, paydaşlar, tedarikçiler, çalışanlar tamamen bu sistemin birer parçasıdır ve onlar da bu kurallara uymak zorundadırlar” şeklindeki tanımdır. “Sistem ve kurallar” kavramı yerine oturmak için yeterli midir? En büyüğü olduğu düşünülen ve her yıl çeşitli kaynaklarda ilk beş yüz içinde yer alan şirketlerin kurumsallıklarını da gözden geçirmelerine gerek yok mu? Kurumsallık yalnızca KOBİ diye sınıflandırılan kuruluşların sorunu mudur?
Soner Selçuklu’nun kaleminden okuyoruz, Pardon! Kurumsallaşmalı”mı Dediniz?