Fernando Pessoa sadece şiir ve düzyazı değil, birbirlerinin çalışmalarını destekleyen, eleştiren, bütünüyle ete kemiğe bürünmüş dışkimlikler de yaratmış, her birine ayrı bir ses vermiştir. Pessoa : Personæ her birinin kendi yaşamı, felsefesi ve poetikası olan bu dışkimliklerin soluklandığı sokaklarda bir flâneur gibi dolaşmaya çıkarıyor okuru. Tanıklıklarımız bir karşıtlıklar senfonisi olarak Pessoa’nın şiiridir: içten ama mesafeli, melankolik ama coşkulu, sınırları keskin ama sonsuz. Alberto Caeiro’nun pastoral düşünceleri, Ricardo Reis’in tefekkür yüklü metafiziği, Álvaro de Campos’un
Tükendi
Gelince Haber VerFernando Pessoa sadece şiir ve düzyazı değil, birbirlerinin çalışmalarını destekleyen, eleştiren, bütünüyle ete kemiğe bürünmüş dışkimlikler de yaratmış, her birine ayrı bir ses vermiştir. Pessoa : Personæ her birinin kendi yaşamı, felsefesi ve poetikası olan bu dışkimliklerin soluklandığı sokaklarda bir flâneur gibi dolaşmaya çıkarıyor okuru. Tanıklıklarımız bir karşıtlıklar senfonisi olarak Pessoa’nın şiiridir: içten ama mesafeli, melankolik ama coşkulu, sınırları keskin ama sonsuz. Alberto Caeiro’nun pastoral düşünceleri, Ricardo Reis’in tefekkür yüklü metafiziği, Álvaro de Campos’un huzursuz modernliği: Her bir dışkimlik, şairin ruhunun bir parçasını görebilmek için bir yelpaze sunar. Benliğin sınırları ve ihtişamın oluşturduğu bir gökkuşağı, yirminci yüzyılın ruhuna dair bir yansıma, kimliğin çok yönlü doğasının ve bitmek bilmeyen anlam arayışının bir delili olarak Pessoa şiiri...
Portekizli şair, yazar, edebiyat eleştirmeni, çevirmen ve yayıncı. Yirminci yüzyılın en önemli edebi figürlerinden ve Portekiz dilinin en büyük şairlerinden biri olarak kabul edilir. İngilizce ve Fransızca da yazmış ve bu dillerden çeviriler yapmıştır. Pessoa hem kendi adıyla hem de yüz otuzdan fazla farklı adla eser veren üretken bir yazardı. Alberto Caeiro, Ricardo Reis ve Álvaro de Campos, bunlar içinde en öne çıkan üç şairdir. Pessoa bu adları “mahlas” olarak tanımlamadı, zira bu terimin onların bağımsız düşünsel yaşamını tam olarak yansıtmadığını düşünüyordu; bunun yerine onlara “dışkimlik” (heterónimo) adını verdi. Bu hayali figürler kimi zaman rağbet görmeyen ya da aşırı görüşlere sahipti. Yirminci yüzyılın başlarında yazarlar arasında böylesi edebi alter egolar popülerdi: Paul Valéry’nin Mösyö Teste’i, Ezra Pound’un Mauberley’si ve Rainer Maria Rilke’nin Malte Laurids Brigge’si vardı. Ancak hiç kimse alter egolarını, dışkimlik olarak belirlediği şairlere yarı gerçek bir töz kazandırmak için kendi hayatından vazgeçen, her birine kişisel bir biyografi, psikoloji, politika, estetik, din ve fizik veren Pessoa kadar ileri götürmedi. Alberto Caeiro zeki, ümmi, işsiz bir taşra adamıydı. Ricardo Reis, Horatius benzeri kasideler yazan bir doktor ve klasikçiydi. Gemi mühendisi Álvaro de Campos, Glasgow’da okumuş, Asya’ya seyahat etmiş ve Londra’da uçarı bir yaşam sürmüş biseksüel bir züppeydi. Bir mistik olarak Pessoa ezoterizm, okültizm, hermetizm, nümeroloji ve simya meraklısıydı. Spiritüalizm ve astrolojinin yanı sıra, edebi çalışmalarını güçlü bir şekilde etkileyen gnostisizm, neopaganizm, teozofi, Gülhaççılık ve masonluğa da ilgi duymuştu. “İskenderiyeli Neoplatonistlerin hüzünlü soyundan gelen entelektüel bir mistik” anlamında bir pagan ve “Tanrılara, onların eylemlerine ve onların gerçek ve maddi olarak üstün varlığına” inanan biri olduğunu söylüyordu. Politik açıdan kendisini “İngiliz tarzı bir muhafazakâr, yani muhafazakârlık içinde liberal ve kesinlikle gericilik karşıtı” olarak tanımlamış ve yetişme tarzındaki Spencerci bireyciliğe sıkı sıkıya bağlı kalmıştır. Milliyetçilik anlayışını “mistik, kozmopolit, liberal ve anti-Katolik” olarak tanımlamış açık sözlü bir elitistti ve kendisini komünizm, sosyalizm ve faşizme karşı konumlandırmıştı. Pessoa kırk yedi yaşında, doğduğu Lizbon’da karaciğer sirozundan öldü ve eserleri ancak ölümünden sonra yaygın bir şekilde yayımlanmaya ve beğeni kazanmaya başladı.