Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) gelmezden önce insanlık koyu bir karanlık içerisindeydi. Bu döneme “cahiliye” denmişti. Cahiliye, insanların okuma-yazma bilmemeleri değil, Allah’ı doğru olarak tanımamaları, emir ve yasaklarına uymamaları demekti. Allah’ı gereği gibi tanımayan insanlar, O’nun koyduğu ilahî hükümlere değil kendi istek ve arzularına tabi olmuşlar, dünyayı yaşanmaz hâle getirmişlerdi.
İçki içmeyen insan yok gibiydi. Kumar oynamak, fuhuş yapmak normal hale gelmişti. Toplumda yalan, dedikodu, iftira hiç olmadığı kadar yaygınlaşmış, tefecilik almış yürümüştü. Güçlüler zayıfları ezer
Tükendi
Gelince Haber VerEfendimiz (aleyhissalatü vesselam) gelmezden önce insanlık koyu bir karanlık içerisindeydi. Bu döneme “cahiliye” denmişti. Cahiliye, insanların okuma-yazma bilmemeleri değil, Allah’ı doğru olarak tanımamaları, emir ve yasaklarına uymamaları demekti. Allah’ı gereği gibi tanımayan insanlar, O’nun koyduğu ilahî hükümlere değil kendi istek ve arzularına tabi olmuşlar, dünyayı yaşanmaz hâle getirmişlerdi.
İçki içmeyen insan yok gibiydi. Kumar oynamak, fuhuş yapmak normal hale gelmişti. Toplumda yalan, dedikodu, iftira hiç olmadığı kadar yaygınlaşmış, tefecilik almış yürümüştü. Güçlüler zayıfları ezer, yetimler itilip kakılır, kız çocukları diri diri gömülür, korumasız kimselerin mallarına el konurdu. Sudan sebeplerle kavgalar çıkar, kavgalar savaşlara dönerdi.
Rabbimiz “Allah Resulü en güzel örnektir” (Ahzab, 33/21) buyurarak O’nu insanlığa rehber olarak gönderdi. O’nun getirdiği vahiyle ve örnek hayatıyla cahiliye karanlığı dağıldı, zamanın en vahşi insanları en medeni insanları haline geldi.
Büyük bir zevkle, bir solukta okuyacağınız bu kitap, Peygamber Efendimizin (a.s.m.) kutlu yolculuğunu ele alıyor. Hayatını ve yaşantısını güzel bir üslup ve akıcı bir dille anlatıyor.