"Pişmanlık ruhun yeraltındaki karanlık boyutlarına, suçun karanlık dehlizlerine inmeli, yokuş aşağı bu inişte karanlığın ve gizli varoluşun yeni bir farkındalığına varmalıdır. Dolayısıyla eğer biri derse ki, *Hiçbir suçumun farkında değilim, dolayısıyla pişman olacak hiçbir şeyim yok,* bu kişi ya bir tanrıdır ya da bir hayvan. Eğer bu kişi bir insan ise suçun doğasına dair henüz hiçbir şeyi kavrayamamıştır."
Utanma, hınç, aşk ve sempati duygusu gibi temel insani duygular üzerine yaptığı fenomenolojik çalışmalarla tanınan Max Scheler bu metninde pişmanlık gibi bir başka temel insani edimi ele alır. Fenomenolojik yöntemin temel ilkelerine sadık kalan Scheler pişmanlığı psikolojize etmeden ona insan deneyiminin sonsuz çeşitliliğinde o
Tükendi
Gelince Haber Ver"Pişmanlık ruhun yeraltındaki karanlık boyutlarına, suçun karanlık dehlizlerine inmeli, yokuş aşağı bu inişte karanlığın ve gizli varoluşun yeni bir farkındalığına varmalıdır. Dolayısıyla eğer biri derse ki, *Hiçbir suçumun farkında değilim, dolayısıyla pişman olacak hiçbir şeyim yok,* bu kişi ya bir tanrıdır ya da bir hayvan. Eğer bu kişi bir insan ise suçun doğasına dair henüz hiçbir şeyi kavrayamamıştır."
Utanma, hınç, aşk ve sempati duygusu gibi temel insani duygular üzerine yaptığı fenomenolojik çalışmalarla tanınan Max Scheler bu metninde pişmanlık gibi bir başka temel insani edimi ele alır. Fenomenolojik yöntemin temel ilkelerine sadık kalan Scheler pişmanlığı psikolojize etmeden ona insan deneyiminin sonsuz çeşitliliğinde ortaya çıktığı biçimleriyle, kendisi de pişman olan bir insan olarak yönelir. Scheler’in felsefi antropolojisi insanı anlarken bilimsel bulguları kullanır fakat bu bulgularda ortaya çıkarılamayan deneyimsel içeriği kendi deneyimine yönelerek keşfetmeye çalışır. Pişmanlığın bir zayıflık ve mağlubiyet değil, aksine bireyin kimliği ve ahlaki gelişimi için zorunlu olduğunu iddia eder.