İkiz kız kardeşler Gökçe ve Esen, Norveç’in Tromso kentinde yaşamakta ve bir kafe işletmektedir. Bir gün kafenin kapısından, büyüdükleri şehir olan Edirne’den tanıdıkları Meriç girer. Meriç ikizleri anımsayamaz fakat Gökçe onu tanır ve bu rastlaşma Gökçe’yi Edirne’den apar topar kaçmak zorunda kaldıkları güne götürür. Gökçe, Esen, Meriç, Haluk, Sezen, Nisan, Toygar ve Cem…
Birbirinden bağımsız bu sekiz kişinin yaşamlarını temelden sarsan o günün sırrı nedir? İnsan kendi kaderinemüdahale edebilir mi? Değişen kader midir yoksa roller mi? Başkasının hayatını yaşamak
Tükendi
Gelince Haber Verİkiz kız kardeşler Gökçe ve Esen, Norveç’in Tromso kentinde yaşamakta ve bir kafe işletmektedir. Bir gün kafenin kapısından, büyüdükleri şehir olan Edirne’den tanıdıkları Meriç girer. Meriç ikizleri anımsayamaz fakat Gökçe onu tanır ve bu rastlaşma Gökçe’yi Edirne’den apar topar kaçmak zorunda kaldıkları güne götürür. Gökçe, Esen, Meriç, Haluk, Sezen, Nisan, Toygar ve Cem…
Birbirinden bağımsız bu sekiz kişinin yaşamlarını temelden sarsan o günün sırrı nedir? İnsan kendi kaderinemüdahale edebilir mi? Değişen kader midir yoksa roller mi? Başkasının hayatını yaşamak mıdır zor olan yoksa bambaşka biri gibi davranmak mı?
Fatma Katırcıoğlu ikinci romanı Replika ile yaşam ve kader arasındaki ince çizgiyi birbirinden çok farklı karakterler üzerinden derinlemesine analiz ediyor. Okurları cevaplanması zor ve herkes için hayati önem taşıyan soruları irdelemeye davet ediyor.
“Kocaman kadınlar olduk, güya yetişkiniz artık ama o hâlâ duygularını dile getirmemekte kararlı.
Ne yaşıyor kendi içinde, ne kuruyor, neye kafa yoruyor? Muamma. Evinizde kocaman bir bilinmezliğin insan suretinde dolaştığını düşünün. İşte öyle bir yaşam bendeki, yalnızca kendi çapımda tahminlerim mevcut.”