Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Hiç şüphesiz ki Antalya, Dünyanın en güzel yeridir,” dediği Antalya âdeta, “yeryüzündeki cennet” hüviyetine bürünmüş nadide bir Akdeniz kentidir.
Adalya, köklü bir tarihe sahiptir ve bir liman kenti olarak kurulduğu günden itibaren önemini hiç kaybetmemiştir. Kadim zamanlarda pek çok medeniyeti sinesinde barındıran Adalya, konumunun da etkisiyle birçok farklı kültürü bünyesinde bir araya getirerek kucaklamıştır.
Kentin erken tarihinde bütün kabileler diyarı/ırklar ülkesi
Tükendi
Gelince Haber VerMustafa Kemal Atatürk’ün, “Hiç şüphesiz ki Antalya, Dünyanın en güzel yeridir,” dediği Antalya âdeta, “yeryüzündeki cennet” hüviyetine bürünmüş nadide bir Akdeniz kentidir.
Adalya, köklü bir tarihe sahiptir ve bir liman kenti olarak kurulduğu günden itibaren önemini hiç kaybetmemiştir. Kadim zamanlarda pek çok medeniyeti sinesinde barındıran Adalya, konumunun da etkisiyle birçok farklı kültürü bünyesinde bir araya getirerek kucaklamıştır.
Kentin erken tarihinde bütün kabileler diyarı/ırklar ülkesi olarak tanınan Pamfilya bölgesi, uzak diyarlara seferler yapan deniz ticaretinin ve kuruluşundan itibaren bir deniz üssü olmanın da etkisiyle kozmopolit bir deniz kenti olarak tanınmıştır. Bizans devrinde önemli bir deniz theması olan Adalya, Selçuklu devrinde Alanya ile birlikte kışlık başkent olmuştur. Adalya şehir hayatında Selçuklu devrinin etkilerini bugün halen açık biçimde görebiliriz.
Akdeniz’in incisi, Anadolu medeniyetinin beşiği, yeşilin maviyle denizin gökyüzüyle buluştuğu, güneşin ışıltısını, meltemin ılık ve narin esintisini, turunçgillerin tüm tonlarını görüp hissedebileceğimiz, tarihî yapıları ve geçmişle gelecek arasında bir köprü kurması ile tarihî bir hüviyete bürünen Adalya, Mustafa Oral’ın kaleminden okuyucularıyla buluşuyor.