Ahmet Aydın; 1992 senesinde Kars’ın Arpaçay ilçesinin Taşlıağıl Köyü’nde dünyaya geldi. İlk ve ortaöğretimini ilçede, Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda gördü. Liseyi sırayla Bursa Orhaneli Lisesi ve BTSO Hüseyin Sungur Lisesi’nde bitirdi. 2014 yılı itibari ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne başlayıp 2018 yılında da mezun oldu.
Ahmet Aydın, ilk olarak 2000li yılların başında henüz çocuk yaşta denebilecek yaşta yazmaya başladı. İlk olarak şiir ile başlamış olsa da kısa öykü, öykü, kitap incelemeleri, film-dizi incelemeleri alanlarında da yazmaktadır. Ş
Tükendi
Gelince Haber VerAhmet Aydın; 1992 senesinde Kars’ın Arpaçay ilçesinin Taşlıağıl Köyü’nde dünyaya geldi. İlk ve ortaöğretimini ilçede, Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda gördü. Liseyi sırayla Bursa Orhaneli Lisesi ve BTSO Hüseyin Sungur Lisesi’nde bitirdi. 2014 yılı itibari ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne başlayıp 2018 yılında da mezun oldu.
Ahmet Aydın, ilk olarak 2000li yılların başında henüz çocuk yaşta denebilecek yaşta yazmaya başladı. İlk olarak şiir ile başlamış olsa da kısa öykü, öykü, kitap incelemeleri, film-dizi incelemeleri alanlarında da yazmaktadır. Şiir, kısa öykü ve kitap incelemeleri alanında kaleme aldığı eserler halihazırda birçok edebi mecrada beğeni ve ilgi ile yayınlanmaktadır.
Ahmet Aydın, ilk olarak 2000li yılların başında henüz çocuk yaşta denebilecek yaşta yazmaya başladı. İlk olarak şiir ile başlamış olsa da kısa öykü, öykü, kitap incelemeleri, film-dizi incelemeleri alanlarında da yazmaktadır. Şiir, kısa öykü ve kitap incelemeleri alanında kaleme aldığı eserler halihazırda birçok edebi mecrada beğeni ve ilgi ile yayınlanmaktadır.
“Sevginin, sevgilinin bir fırtına gibi hayatımdan alıp gittiği bugünleri düşününce ürperdim. İçimde hissettiğim o şiddetli aşk, lekesiz bir hayatın bilinmeze karşı hissettiği bilmek arzusu beklemek yetisini kırıyordu. Zihnimde belirgin bir acı ile iz bırakan nazenin, kuvvetsiz ve nazlı bir ruhun bütün bir hayattan ve onun korku veren acımasızlığından duyduğum amansız bir bekleyişti.
Bu yaşadığı ilk hayal kırıklığı değildir ama yine de o acının verdiği haz ile etrafına değil de kendisine saldırmaya başlar. Çünkü bu acı derinlere kadar işler. En derine.
Bu ne biliyor musun sevgili dostum? Bu yılların sırtıma kendi ellerimle saplattığı bir hançer. İşte böyle azizim; üç günüm böylesine bir aşkın sefaletine katlanıp öldü gitti.”