Hayatı Sayfalara Sığdıran Hikayeler
Akşamları karşı kaldırımdaki çöp kovasına çöp atmak için çıktığımda, kovaya değil de inatla giriş kattaki dairemin demir parmaklıklarına asılan küçük beyaz poşetlerin yarattığı şaşkınlık, yerini öfkeye bırakmaya başlamıştı. Hikaye de böyle başladı…
Tam karşı kaldırımda duran kovadan bihaber nezaketsiz komşumu yakalayabilmek için sarf ettiğim delice çabamın bilmem kaçıncı gününde, pencereden sokağı izlediğim bir sırada gördüm onu.
Elindeki poşeti sinsice pencereme monte etmek üzereyken
Tükendi
Gelince Haber VerHayatı Sayfalara Sığdıran Hikayeler
Akşamları karşı kaldırımdaki çöp kovasına çöp atmak için çıktığımda, kovaya değil de inatla giriş kattaki dairemin demir parmaklıklarına asılan küçük beyaz poşetlerin yarattığı şaşkınlık, yerini öfkeye bırakmaya başlamıştı. Hikaye de böyle başladı…
Tam karşı kaldırımda duran kovadan bihaber nezaketsiz komşumu yakalayabilmek için sarf ettiğim delice çabamın bilmem kaçıncı gününde, pencereden sokağı izlediğim bir sırada gördüm onu.
Elindeki poşeti sinsice pencereme monte etmek üzereyken var gücümle bağırdım:
“Pardon! Bakar mısınız!”
Pelin Ünlüsoy’un öykülerinde hayat var. Sokakta, evde ve bazen bir şerbetin damakta bıraktığı tatta kendini gizleyen yaşamlar var. Hani hafızadan kopmayan ama farkına varmamız için, iyi bir yazarın kaleminden damlaması gereken kokular, tatlar gibi, asla unutamadığımız anlar var.