Hz. Mısrî, nübüvvet ve risâlet makamlarına Haseneyn Efendilerimizin de sahip olmalarını ve kendilerinden gelen silsilede bu sahibiyetin devam ediyor olmasını, hatemiyyet-i Muhammediyye’nin kudret ve azametinin devamının bir burhânı olarak beyân etmiştir.
Hz. Pîr’in bu risâlede ortaya koyduğu hakikat, o güne kadar “ehlince” bilinmekte ve gereği ile amel edilmekte ise de ilk kez bu risâle ile kaleme alınarak vesîkalandırılmış ve bu hakikatin ispatı sadedinde imâmet emanetlerinden olan cifr ve ebced kullanılmıştır.
Risâlenin, “ehline” verilmek üzere bir “emanet” ol
Tükendi
Gelince Haber VerHz. Mısrî, nübüvvet ve risâlet makamlarına Haseneyn Efendilerimizin de sahip olmalarını ve kendilerinden gelen silsilede bu sahibiyetin devam ediyor olmasını, hatemiyyet-i Muhammediyye’nin kudret ve azametinin devamının bir burhânı olarak beyân etmiştir.
Hz. Pîr’in bu risâlede ortaya koyduğu hakikat, o güne kadar “ehlince” bilinmekte ve gereği ile amel edilmekte ise de ilk kez bu risâle ile kaleme alınarak vesîkalandırılmış ve bu hakikatin ispatı sadedinde imâmet emanetlerinden olan cifr ve ebced kullanılmıştır.
Risâlenin, “ehline” verilmek üzere bir “emanet” olduğunu söyleyen Hz. Mısrî, İslâm dininin böyle de bir derûnî boyutundan haber vermiştir.