Acelesi olan okurlar Roland Barthes`ı bir göstergebilimci ya da yapısalcı olarak tanımlamakla yetinir, daha ileriye pek gitmezler. Kimileri de ona üçüncü bir kimlik yakıştırır: Barthes bir deneme yazarıdır. Bize göre Barthes, konusu yapı, metin, yazı, haz olan, kendini, annesini ve ölümü izlekleştiren modern, hatta postmodern bir `roman` yazarıdır. Ya da, kısaca, söylemi ve yaşamı, yaşama biçimi "romansız bir romansılıkla" buluşan bir yazardır. Onun parça yazı konusundaki tutumunu ayrıntılı olarak irdeleyince göstergebilime, yapısalcılığa, bu yaklaşımların indirgemeci ve bilimsel çabalarına karşı olduğu (özellikle 1970`li yılla
Tükendi
Gelince Haber VerAcelesi olan okurlar Roland Barthes`ı bir göstergebilimci ya da yapısalcı olarak tanımlamakla yetinir, daha ileriye pek gitmezler. Kimileri de ona üçüncü bir kimlik yakıştırır: Barthes bir deneme yazarıdır. Bize göre Barthes, konusu yapı, metin, yazı, haz olan, kendini, annesini ve ölümü izlekleştiren modern, hatta postmodern bir `roman` yazarıdır. Ya da, kısaca, söylemi ve yaşamı, yaşama biçimi "romansız bir romansılıkla" buluşan bir yazardır. Onun parça yazı konusundaki tutumunu ayrıntılı olarak irdeleyince göstergebilime, yapısalcılığa, bu yaklaşımların indirgemeci ve bilimsel çabalarına karşı olduğu (özellikle 1970`li yıllardan sonra yazdıklarıyla) görülebilecektir. Barthes, yaşamıyla, akademik çalışmalarıyla, yazdıklarıyla hep benzerlerinden ve öncellerinden ayrılmıştır. Bu nedenle her çalışması bir kopuşu imler. "Parça", yalın bir yazı biçimi olarak kalmayıp sanki tüm yaşamının en belirgin özelliği durumuna gelmiştir. Kanımızca Roland Barthes`da parça, hem bir yazı biçimi, hem bir izlek, hem bir metafordur. Barthes, "kapalılığa", "dizgeleştirme" çabasına, "düzgüleştirmelere" karşı çıkan "açık"; söylemini metinlerarası göndermelerle, anıştırmalarla dolduran, benzeşiklik karşısında ayrışıklığa bağlanan, metin karşısında okuru her adımda dikkatli olmaya zorlayan çoğul, çoksesli bir yazardır. Bu kitapta belirgin bir yöntemimiz yok (belki de şu "serbest çağrışım" dışında): Bazen parçaya bir imge, bazen bir izlek, bazen bir metafor, bazen bir yazı biçimi ya da metnin yapısal bir özelliği olarak değineceğiz. Parça yazıyı, baskın içerikleriyle, kalemimizin ucuna geldiği gibi ele alacağız (Barthes`ın beklentisine uygun olarak, düşünceyi serbest bırakacağız). İlgili olduğu bağlamları göz önünde bulundurarak parça yazının Barthes`ın metinlerindeki kimi değişik yüzlerinin, görünümlerinin evrilişini izleyeceğiz. Yapıtlarının pek çok yerinde parça yazıya, çoğulluğa, süreksizliğe, uzatıya, dizge karşıtlığına vb. ilişkin bir şeyler söyleyen Barthes`ın yazısının romansı özgüllüğünü en genel yanlarıyla anlamaya ve aktarmaya (anlatmaya) çalışacağız. Bir bakıma başından sonuna onun "romansı" yaşamını kendimizce yenidenyazacağız.