Şehirlerin ruhlarını kaybettiği ve birbirine benzediği biz zaman diliminde, henüz hafızasını kaybetmemiş, modernizme direnerek ayakta kalabilmiş birkaç kadim şehri dolaşırken görüp yaşadıklarımdan dolayı kendimi şanslı görüyorum. Çünkü henüz modernizme teslim olmamış, ruhunu kaybetmemiş, binlerce yıllık birikimiyle dipdiri ayakta duran bu şehirlerin son tanığı olduğumu düşündüm her zaman." diyen Mehmet Kurtoğlu, bu kitabında Anadolu’nun bir ucundan diğer bir ucuna gezdiği gördüğü şehirleri gezi-deneme tarzında kaleme almış ve şehirleri anlatırken ruhunu katmış adeta. Adıyaman, Antakya, Ankara, Amasya, Aydın, Bolu, Adapazarı, Bingöl, Mudanya, Bursa, Diyarbakır, Efes, Harput, Hasankeyf, Konya, Mardin, Mersin, Maraş, Urfa, Sivas, Kırşehir, Kayseri, Erzincan, Hasankale, Erzurum, Kars, Ardahan, Rize, Trabzon, Çorum, İstanbul vs. birçok şehrin yer aldığı bu kitap yazarının deyişiyle masa başında yazılmış kitap değil, uzun okumalar, gezi ve gözlemler sonucu kaleme alınmış. Yazar, gezip-gördüğü yerlerin ruhunda bıraktığı izdüşümlerden dolayı kitabının adını "Ruhumu Kuşatan Şehirler" koymuş. Her satırını hissederek ve yaşayarak yazmış. Bu kitap bir seyahat kitabı olduğu kadar, bir kültür kitabı... Şehir üzerine kafa yoranların, daha doğrusu kuşatan ve kuşatılan şehirlerin kitabı!