Osmanlı Düşüncesi, esasen bir “İmparatorluk Düşüncesi”dir, yani bu İmparatorluk`ta birlikte yaşayan, dolayısıyla birlikte düşünen “milletler”e (cemaatlere) mensup bir düşüncedir. Bu açıdan bakıldığında, dönemin epistemik faaliyetlerinin hakikate uygun bir şekilde betimlenebilmesi için sadece Türk ve/veya İslâm Düşüncesi`nin araştırılması ve yazılması yeterli olamaz; farklı dinlere ve mezheplere ve farklı kavimlere ve etnisitelere mensup insanların “İmparatorluk Düşüncesi”ne yapmış oldukları katkılar aydınlatılmadan ve Müslümanlar ile Gayr-ı Müslimler arasındaki düşünsel etkileşimler belirl
Tükendi
Gelince Haber VerOsmanlı Düşüncesi, esasen bir “İmparatorluk Düşüncesi”dir, yani bu İmparatorluk`ta birlikte yaşayan, dolayısıyla birlikte düşünen “milletler”e (cemaatlere) mensup bir düşüncedir. Bu açıdan bakıldığında, dönemin epistemik faaliyetlerinin hakikate uygun bir şekilde betimlenebilmesi için sadece Türk ve/veya İslâm Düşüncesi`nin araştırılması ve yazılması yeterli olamaz; farklı dinlere ve mezheplere ve farklı kavimlere ve etnisitelere mensup insanların “İmparatorluk Düşüncesi”ne yapmış oldukları katkılar aydınlatılmadan ve Müslümanlar ile Gayr-ı Müslimler arasındaki düşünsel etkileşimler belirlenmeden, bu dönemin epistemik oluşumunu ve dönüşümünü doğru bir biçimde açıklamak mümkün değildir.
Rum Düşünce Tarihi (1300-1900), söz konusu temel unsurlardan birisi olan Rumlar`ın “epistemik dünyaları”na bir nebze de olsa ışık tutmak maksadıyla kaleme alınmıştır.