Dönemsel ve bölgesel farklılıklara bağlı olarak İslâm fıkıh mezhepleri arasında meydana gelen ihtilaflar çeşitli sorunları da beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte söz konusu ihtilaflar hâkim anlayışa göre rahmet vesilesi olarak algılanmıştır. Bunun yanı sıra zikredilen ihtilaflar, mezhepler arası boyutla sınırlı kalmayıp belli bir fıkıh mezhebinin içerisinde de mezhep mensubu müçtehitler arasında varlığını sürdürmüştür. Bu durumun Şâfiî mezhebindeki yansımasına bakıldığında ise ilk olarak mezhebin kurucu imamı Muhammed b. İdris eş-Şâfiî’nin (ö. 204/820) gerek kadîm ile cedîd görüşleri gerekse ced&ici
Tükendi
Gelince Haber VerDönemsel ve bölgesel farklılıklara bağlı olarak İslâm fıkıh mezhepleri arasında meydana gelen ihtilaflar çeşitli sorunları da beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte söz konusu ihtilaflar hâkim anlayışa göre rahmet vesilesi olarak algılanmıştır. Bunun yanı sıra zikredilen ihtilaflar, mezhepler arası boyutla sınırlı kalmayıp belli bir fıkıh mezhebinin içerisinde de mezhep mensubu müçtehitler arasında varlığını sürdürmüştür. Bu durumun Şâfiî mezhebindeki yansımasına bakıldığında ise ilk olarak mezhebin kurucu imamı Muhammed b. İdris eş-Şâfiî’nin (ö. 204/820) gerek kadîm ile cedîd görüşleri gerekse cedîd dönemi bir mesele hakkındaki birden fazla görüşü ihtilaflara konu olmuştur. Yine mezhep içi ihtilafların ashâbü’l-vücûhun tahriç yoluyla elde ettiği farklı vecihleri, mezhebin önde gelen fakihlerinin ihtilafları veya bir fakihin aynı meseledeki birden çok görüşü şeklinde de meydana geldiği görülmektedir. Netice itibariyle zikredilen problemleri ortadan kaldırabilmek için belli kurallara dayalı olarak mezhep içi tercih faaliyetinin yürütülmesi gerekmektedir. Elinizdeki eser, Şâfiî mezhebindeki mezhep içi tercih ve usûlü ile tercihin gerekliliği ve râcih görüşün bağlayıcılığını konu edinmiştir.