Prof. Dr. Ahmed Güner Sayar’ın Sahhaf Râif Yelkenci üzerine yapılan bu kitap çalışması, özü itibariyle iktisâdî düzlemde özgün bir alışveriş merkezinin, belli bir zemin ve belli bir zamanda, anti-madde iktisat zihniyetiyle yoğrulmuş insan birlikteliğinin hikâyesidir. İstanbul, Bayezid’te, 1952–1980 yılları arasında, Sahhaflar Çarşısı’nda olması gereken alım-satımı tayin eden maddî ölçütlerin dışında bir hayat yaşanmıştı. Orası, kayıttan azade bir mekândı, belki bir okuldu, belki bir sohbet meclisiydi ama hepsinin içinde ve üstünde kalıcı dostlukların yeşerdiği bir gönül pazarı idi. Sahhaf Râif Yelkenci’nin şahsında, Prof. Sayar; bu müstesna mekânın Fuad Köprülü, Abdülbâkî Gölpınarlı ve Süheyl Ünver gibi müdavimlerinin burada araştırma ve
Tükendi
Gelince Haber VerProf. Dr. Ahmed Güner Sayar’ın Sahhaf Râif Yelkenci üzerine yapılan bu kitap çalışması, özü itibariyle iktisâdî düzlemde özgün bir alışveriş merkezinin, belli bir zemin ve belli bir zamanda, anti-madde iktisat zihniyetiyle yoğrulmuş insan birlikteliğinin hikâyesidir. İstanbul, Bayezid’te, 1952–1980 yılları arasında, Sahhaflar Çarşısı’nda olması gereken alım-satımı tayin eden maddî ölçütlerin dışında bir hayat yaşanmıştı. Orası, kayıttan azade bir mekândı, belki bir okuldu, belki bir sohbet meclisiydi ama hepsinin içinde ve üstünde kalıcı dostlukların yeşerdiği bir gönül pazarı idi. Sahhaf Râif Yelkenci’nin şahsında, Prof. Sayar; bu müstesna mekânın Fuad Köprülü, Abdülbâkî Gölpınarlı ve Süheyl Ünver gibi müdavimlerinin burada araştırma ve sohbet için harcadıkları zamanlara da bizleri ortak ederek, büyüsü kaybolmuş bir şehri, efsunlu cümleleriyle adeta yeniden inşa ediyor.
Reşat Ekrem Koçu’nun, Türkiye’de ilk matbaa açılmadan önceki sahaflık geleneklerini yansıtan tek adam olduğunu söylediği Râif Efendi, harf inkılâbından sonra sadece yazma kitaplara yönelmiş, ömrünü bu kitaplarda nefes alıp veren ‘medeniyet’i kurtarmaya adamış mübarek adamlardan biriydi. […] Aynı zamanda küçük bir ‘Sahhaflar Çarşısı Tarihi’ niteliğini taşıyan bu lezzetli kitabı bütün okuyucularıma tavsiye ediyorum. Beşir Ayvazoğlu
Harika portre-monografi kitaplarınıza bir tane daha eklemekle sadece kendi fikr u vefa mahallenizi ziyaretle ihya ve yeniden kurmuyorsunuz, yolu kaybolan irfan mahallemizin unutulmuş, hâk ile yeksan olmaya yüz tutmuş yahut eskilerin tabiriyle mâil-i inhidam bir duvarını daha tamir ve tahkim ediyorsunuz. İsmail Kara