“İstanbul’da tiyatro” demek, Türk tiyatrosu demektir.
Tiyatroseverler için doyumsuz sohbetlerin yer aldığı Sahne İstanbul, Usta Aktörlerden Türk Tiyatrosu isimli eser, temelleri İstanbul’da atılan bu sanat dalının gelişimini, arka planda değişen şehir hayatına dair anılar eşliğinde gözler önüne seriyor.
Tiyatromuzun gelişimini tarihsel bir perspektifle anlatan, geleceğe yönelik bir vizyonla tamamlayan ve özgün bir üslup üzerine odaklanan nehir söyleşi tarzındaki eser, bu alandaki araştırmacılar ve merakl
Tükendi
Gelince Haber Ver“İstanbul’da tiyatro” demek, Türk tiyatrosu demektir.
Tiyatroseverler için doyumsuz sohbetlerin yer aldığı Sahne İstanbul, Usta Aktörlerden Türk Tiyatrosu isimli eser, temelleri İstanbul’da atılan bu sanat dalının gelişimini, arka planda değişen şehir hayatına dair anılar eşliğinde gözler önüne seriyor.
Tiyatromuzun gelişimini tarihsel bir perspektifle anlatan, geleceğe yönelik bir vizyonla tamamlayan ve özgün bir üslup üzerine odaklanan nehir söyleşi tarzındaki eser, bu alandaki araştırmacılar ve meraklıları için eşsiz bir kaynak niteliği taşıyor.
Direklerarası’nda Geleneksel Çizgi, Beyoğlu’nda Amerikan Ekolü, Devlet Konservatuvarı`nda Rus Akımı, Şehir Tiyatrosu`nda Batı Etkisi ve Özgün Bir Dil Arayışı başlıkları üzerine dev aktörlerin getirdiği önermeler, Türk tiyatrosunun gelişimine ışık tutarken, tiyatro izleyicisinin İstanbul sahnelerindeki üslup farklılıklarına dair sorularına yanıt arıyor.
Karagöz Ustası Tacettin Diker’le başlayan röportajlar; Zihni Göktay, Rauf Altıntak, Hazım Körmükçü, Naşit Özcan, Osman Cavcı, Haldun Dormen, Ayla Algan, Metin Serezli, Gülriz Sururi, Ali Poyrazoğlu, Yıldız Kenter, Müşfik Kenter, Genco Erkal, Arsen Gürzap, Ahmet Uğurlu, Nedret Güvenç, Erol Günaydın, Rutkay Aziz, Zeliha Berksoy, Gencay Gürün, Müjdat Gezen, Cem Yılmaz, Mustafa Alabora, Metin Akpınar ve Ferhan Şensoy ile devam ediyor.
Efsane oyuncuların deneyimlerini paylaştığı bu kitap aynı zamanda insanı anlamayı, birlikte yaşamayı, hoş görmeyi ve affetmeyi öğreten, sağduyu, yaratıcılık ve disiplin kazandıran bu sanat dalının değerini hatırlatıyor.
TRT İstanbul Radyosu Efektörü Erhan Mesutoğlu’na ithaf edilen eser, okuru İstanbul’da bir zaman yolculuğuna çıkarırken özlenen nüktedan sohbetleriyle yıldızları da selamlıyor.