Molla Câmî’nin “iç içe geçmiş iki içli badem”
olarak tasvir ettiği aşk…
Salâmân ve Absâl, eski fakat daima derinden kımıldanan, tazelenen, harlanan bir ateş…
Bu ateş ruhtan bedene, kadından erkeğe, akıldan arzuya, babadan oğula, bilgelikten toyluğa sıçrayıp duruyor. Yüksek bir dil maharetiyle…
Bazen rengârenk bahçeler açıyor önümüze,
bazen de fırtınalı denizler…
Böyle geçmişken iç içe, dedirtiyor insana,
hangi ucu hangi uçtan ayrı kılalım?
O hâlde kendi hikâyemizi, tekrar ve il
Tükendi
Gelince Haber VerMolla Câmî’nin “iç içe geçmiş iki içli badem”
olarak tasvir ettiği aşk…
Salâmân ve Absâl, eski fakat daima derinden kımıldanan, tazelenen, harlanan bir ateş…
Bu ateş ruhtan bedene, kadından erkeğe, akıldan arzuya, babadan oğula, bilgelikten toyluğa sıçrayıp duruyor. Yüksek bir dil maharetiyle…
Bazen rengârenk bahçeler açıyor önümüze,
bazen de fırtınalı denizler…
Böyle geçmişken iç içe, dedirtiyor insana,
hangi ucu hangi uçtan ayrı kılalım?
O hâlde kendi hikâyemizi, tekrar ve ilk defa gibi…
Aşktan ve hep aşka doğru.