Teknolojinin gelişim sürecine dahil olan insan, Baudrillard’ın bahsettiği simu¨lakrlar tarafından kuşatılmış olmanın bilinçsizliğiyle tarihe tanık olmaktadır. Sanal dünya ve gerçek dünyanın sınırlarının kaybolduğu bu tekno-kopya ortamda insan, sahip olduğu her şeyi bilerek veya bilmeyerek dönüştürmekte, biçimlendirmekte ve yeniden yorumlamaktadır. Şiddet de buna dahildir. İnsanlık tarihi boyunca daima var olmuş olan şiddet bilişim çağında pek çok çeşidiyle göz önüne serilir olmuştur. Savaşlar, cinayetler, fiziksel ve psikolojik saldırılar yeni medya teknolojilerinin sunduğu ortamlarda gündelik içerikler haline gelmiştir. Bu durumun gelecek nesilleri nasıl etkileyeceği ise belirsizlik teşkil etmekte, içinde yaşadığı toplumun problemlerine
Tükendi
Gelince Haber VerTeknolojinin gelişim sürecine dahil olan insan, Baudrillard’ın bahsettiği simülakrlar tarafından kuşatılmış olmanın bilinçsizliğiyle tarihe tanık olmaktadır. Sanal dünya ve gerçek dünyanın sınırlarının kaybolduğu bu tekno-kopya ortamda insan, sahip olduğu her şeyi bilerek veya bilmeyerek dönüştürmekte, biçimlendirmekte ve yeniden yorumlamaktadır. Şiddet de buna dahildir. İnsanlık tarihi boyunca daima var olmuş olan şiddet bilişim çağında pek çok çeşidiyle göz önüne serilir olmuştur. Savaşlar, cinayetler, fiziksel ve psikolojik saldırılar yeni medya teknolojilerinin sunduğu ortamlarda gündelik içerikler haline gelmiştir. Bu durumun gelecek nesilleri nasıl etkileyeceği ise belirsizlik teşkil etmekte, içinde yaşadığı toplumun problemlerine ışık tutmak, çözüm aramak ve tartışmak isteyen bilim insanlarını düşündürmektedir. İleti olarak şiddet olgusu sürekli devam eden bir sorundur. Geleneksel iletişim sürecinden dijital dünyaya yolculukta iletişim kanalları bizlere yeni deneyimler sunmaktadır. Bu deneyimlerin en dikkat çekeni şiddetin dijitalleşmesi ve sanallaşmasıdır. Bu doğrultuda “Sanal Dünyada Yeni Şiddet” başlıklı çalışmamızda da şiddetin dijital ve sanal dönüşümü̈ incelenmiş ve bu yeni terminolojiler tanımlanmıştır.