Savunma bir anlamda hayatı tanımlamaktır; bireysel olduğu kadar toplumsaldır da. Kendinizi savunurken bir bakmışsınız dünyayı savunuyorsunuz.
12 Eylül darbesi üzerine çok şeyler yazıldı, karikatürleri yapıldı; işkenceleri, idamları, sürgünleri, işten atılmaları, yasaklamaları, yargısız infazları, hapishaneleri anlatıldı, ama en az dillendirilende mahkemeleriydi, sanki dillendirildiğinde adalet çökecek bir ülke yerlere serilecekti.
Cuntanın muhatapları nasıl yargılandı, yargı sürecinde hangi şiddete maruz kaldılar, gidiş gelişleri nasıldı, adil bir yargılama sürecinden mi
Tükendi
Gelince Haber VerSavunma bir anlamda hayatı tanımlamaktır; bireysel olduğu kadar toplumsaldır da. Kendinizi savunurken bir bakmışsınız dünyayı savunuyorsunuz.
12 Eylül darbesi üzerine çok şeyler yazıldı, karikatürleri yapıldı; işkenceleri, idamları, sürgünleri, işten atılmaları, yasaklamaları, yargısız infazları, hapishaneleri anlatıldı, ama en az dillendirilende mahkemeleriydi, sanki dillendirildiğinde adalet çökecek bir ülke yerlere serilecekti.
Cuntanın muhatapları nasıl yargılandı, yargı sürecinde hangi şiddete maruz kaldılar, gidiş gelişleri nasıldı, adil bir yargılama sürecinden mi geçtiler, hangi hukuksuz söylemlerle karşılaştılar, politik cezalar nasıl verildi…
Elinize aldığınız bu kitapta bunları bulacaksınız; altı buçuk yıllık yargılanma/savunma sürecini birlikte yaşayacaksınız. Ve şöyle diyeceksiniz, “Faşizm koşulları hiç de insani değilmiş. Askeri ve sivil darbeler hiç iyi değilmiş.”
Okurken ‘Savunma’yı hayata anlam katmak isteyenlerle yolculuk yaptım.
Ahmet İzan