Şefaat inancı, tarih boyunca insanların zihnini en çok meşgul eden konulardan olmuştur. Nitekim İslam’ın en temel iki kaynağı olan Kur’an-ı Kerîm’de ve Sünnet’te şefaatle ilgili birçok âyet ve hadis-i şerif bulunmasına rağmen konu, İslam âlimlerince çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. İmam Azam Ebû Hanife ve İmam Maturîdî gibi İslam âlimlerinin büyük çoğunluğu, şefaatin Kitap, Sünnet ve İcmâ ile sabit olduğunu savunmuşlar; bazı İslam âlimleri ise nasları faklı şekilde tevil ederek, şefaatin alanını sınırlandırmışlardır.
Kitabımız, dört ayrı bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, konunun önemi, sınırları, araştırmada kullanılan metot ve kaynakların yanı sıra konuyla ilgili önceki çalışmalara kısaca temas edilmektedir. İkinci bölümde, ko
Tükendi
Gelince Haber VerŞefaat inancı, tarih boyunca insanların zihnini en çok meşgul eden konulardan olmuştur. Nitekim İslam’ın en temel iki kaynağı olan Kur’an-ı Kerîm’de ve Sünnet’te şefaatle ilgili birçok âyet ve hadis-i şerif bulunmasına rağmen konu, İslam âlimlerince çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. İmam Azam Ebû Hanife ve İmam Maturîdî gibi İslam âlimlerinin büyük çoğunluğu, şefaatin Kitap, Sünnet ve İcmâ ile sabit olduğunu savunmuşlar; bazı İslam âlimleri ise nasları faklı şekilde tevil ederek, şefaatin alanını sınırlandırmışlardır.
Kitabımız, dört ayrı bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, konunun önemi, sınırları, araştırmada kullanılan metot ve kaynakların yanı sıra konuyla ilgili önceki çalışmalara kısaca temas edilmektedir. İkinci bölümde, konunun daha iyi anlaşılması için şefaat kavramı ve şefaatle ilgili kavramlar ele alınmaktadır. Üçüncü bölümde, Mâturîdîlikten önce şefaat inancının, cahiliye toplumunda, diğer dinlerde ve İmam Azam Ebû Hanife’nin eserlerinde nasıl anlaşıldığı üzerinde durulmaktadır. Dördüncü bölümde ise, başta İmam Mâturîdî olmak üzere Ömer Nesefî ve Nureddin Sâbunî gibi belli başlı Hanefî-Mâturîdî âlimlerin şefaat ile ilgili görüşleri kronolojik sıraya göre objektif bir şekilde ortaya konulmaktadır.
Bu kitabın, çoğunluğu Hanefî-Mâturîdî olan Türklerin İslâm anlayışının, daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağını ümit ediyoruz.