… Kendi kendine:
“Ey Ömer nerede şehadet, nerede sen?
O sana nasip olur mu hiç?” diye mırıldanır, yutkunur, utanır,
hiçbir şey söyleyemez devamında…
Konuşmasını tamamlar ve minberden iner.
Hazreti Ömer’in (Radıyallâhu Anh) en büyük idealidir şehitlik. Allâh-u Teâlâ onun bu samimi muhabbetine karşılık verir. Sanki “Sen yeter ki aşk ile iste kulum” dercesine şehâdeti Hazreti Ömer’in (Radıyallâhu Anh) ayağına getirir ve mescitte arkasından hançerlenerek şehid edilir.
İşte Hazreti Ömer’ce şehid olmanın adıdır mescitte vurulmak&hellip
Tükendi
Gelince Haber Ver… Kendi kendine:
“Ey Ömer nerede şehadet, nerede sen?
O sana nasip olur mu hiç?” diye mırıldanır, yutkunur, utanır,
hiçbir şey söyleyemez devamında…
Konuşmasını tamamlar ve minberden iner.
Hazreti Ömer’in (Radıyallâhu Anh) en büyük idealidir şehitlik. Allâh-u Teâlâ onun bu samimi muhabbetine karşılık verir. Sanki “Sen yeter ki aşk ile iste kulum” dercesine şehâdeti Hazreti Ömer’in (Radıyallâhu Anh) ayağına getirir ve mescitte arkasından hançerlenerek şehid edilir.
İşte Hazreti Ömer’ce şehid olmanın adıdır mescitte vurulmak…
Bayram Hoca (Rahmetullâhi Aleyh) İsmailağa Camii’ndeki son sohbetinde “Bu işler aşk işidir. Varsa aşkın her şey tıkır tıkır gidiyor. Yoksa aşkın her şey allak bullak. Aşkın önünü ölümden başka bir şey kesemez. Aşk pazarlık kabul etmez. Aşk kanun dinlemez, ferman dinlemez. Allah böyle bir aşka sahip olmaya bizleri muvaffak eylesin. Cenâb-ı Hakk makbûlînden eylesin, mahrûmînden eylemesin…” diye duasına devam ederken (takribî bir dakika sonra) Allâh-u Teâlâ aşkına karşılık vererek şehâdeti Bayram Hoca’nın ayağına getirir. Tıpkı Hazreti Ömer’in (Radıyallâhu Anh) şehid edildiği gibi mescitte hançerlenerek şehid edilir.
Ne güzel söylemişler:
Ey küffar! Siz bizlere ne yapabilirsiniz ki?
Hapsedilmemiz halvet
Sürgün edilmemiz hicret
Öldürülmemiz ise şehadettir
Biz cenneti kalbimizde taşıyoruz…