“Dağlarımızı, ormanlarımızı yakıyorlar, dünyanın ciğeri olan çamları, ağaçları yakıyorlar ve ne için biliyor musun? Oralara betondan binalar dikecekler. Yakında bizim köyü- 32 Şekiba müzü de yakacaklar. Elimize üç beş lira verip, soğuk buzdan örülen beton duvarların arasına tıkayıp, şizofren edecekler. Bu güzelim doğadan, cömert topraklardan, insani, samimi komşuluklardan koparıp, tavuk misali modern dedikleri yapay çiftliklere tıkacaklar. Bunu yaparken şu gözü dönmüş para babaları, bize hayatı bahşettiklerini, iyiliğimiz için yaptıklarını söyleyecekler. Buna ben inanmam ama inananlar ola
Tükendi
Gelince Haber Ver“Dağlarımızı, ormanlarımızı yakıyorlar, dünyanın ciğeri olan çamları, ağaçları yakıyorlar ve ne için biliyor musun? Oralara betondan binalar dikecekler. Yakında bizim köyü- 32 Şekiba müzü de yakacaklar. Elimize üç beş lira verip, soğuk buzdan örülen beton duvarların arasına tıkayıp, şizofren edecekler. Bu güzelim doğadan, cömert topraklardan, insani, samimi komşuluklardan koparıp, tavuk misali modern dedikleri yapay çiftliklere tıkacaklar. Bunu yaparken şu gözü dönmüş para babaları, bize hayatı bahşettiklerini, iyiliğimiz için yaptıklarını söyleyecekler. Buna ben inanmam ama inananlar olacak. Çünkü düne kadar toprağıyla, ekiniyle, ürünüyle hem kendini hem başkasını doyurabilen köylü, şu an fakir ve aç, niye bu duruma geldiğini idrak edemeyecek kadar da sefil. Yaşamlarının kendilerinden kepçe ile alınıp kaşıkla verildiğinin farkında değiller. Kendilerini her gün ufak ufak sefalete götüren bu düzenin kulu kölesi olduklarının fakına varmaları gerekir.”