Malazgirt savaşından sonra (1071) Anadolu’yu ele geçiren Selçuklu Türkleri, yaklaşık iki asır Haçlılar ile mücadele ederek ağır bir bedel ödemişlerdir. Anadolu’da başlayan bu mücadele, Büyük Selçukluların XI.yy’ın sonunda merkez otoritesini kaybetmesiyle, onun yerinde kurulan devletler tarafından, Anadolu Selçukluları, Zengiler, Atabekler, Danişmentler, Eyyübiler ve en sonunda da Memluklular eliyle Suriye, Filistin ve Akdeniz’de XIII. asrın sonlarına kadar sürmüştür. Dolayısıyla Haçlı seferlerinin Doğu’da birinci derecede muhatapları Selçuklulardı. Her nedense hem bat
Tükendi
Gelince Haber VerMalazgirt savaşından sonra (1071) Anadolu’yu ele geçiren Selçuklu Türkleri, yaklaşık iki asır Haçlılar ile mücadele ederek ağır bir bedel ödemişlerdir. Anadolu’da başlayan bu mücadele, Büyük Selçukluların XI.yy’ın sonunda merkez otoritesini kaybetmesiyle, onun yerinde kurulan devletler tarafından, Anadolu Selçukluları, Zengiler, Atabekler, Danişmentler, Eyyübiler ve en sonunda da Memluklular eliyle Suriye, Filistin ve Akdeniz’de XIII. asrın sonlarına kadar sürmüştür. Dolayısıyla Haçlı seferlerinin Doğu’da birinci derecede muhatapları Selçuklulardı. Her nedense hem batılı modern araştırmacılarda, hem de Arap dünyasındaki araştırmacıların yazılarında Selçuklular ve Türkler adeta sistemli bir şekilde görmezden gelinmiştir. Adeta Haçlı seferleri birinci derecede Selahattin Eyyubi ile Haçlılara arasında, Suriye ve Filistin’de başlamış-bitmiş bir mücadeleymiş imajı çizilmiştir. Bu yüzden biz bu çalışmamızı özellikle “ SELÇUKLULAR VE HAÇLILAR” demeyi uygun gördük.
Diğer taraftan Haçlıların önünden çekilen Selçukluların başkent arayışı içinde iken Konya, ovanın ortasındaki serapta yüzen bir gemi gibi görünmüş ve başkent olarak seçilmiştir (1116-1121). Bir anlamda Konya’nın başkent oluşu, Haçlı seferlerinin bir neticesidir. Aynı zamanda bu tarihten sonra, Konya XII.yy boyunca devam eden Selçuklu-Haçlı mücadelesinin merkezidir. Bu yüzden kitabı Konya’nın başkent oluşunun 900. Yılı anısına armağan ediyoruz.