Seninle şöyle hatırlıyorum;Bir yolculuğu düşün, çıkılmıştır horozlara medet umulmadan,Sadece gitmek vardır, yol almak,Tünellerden geçmek, ırmakların üstesinden gelmek,Sonra bir köy kahvesi, akşam serinliğinde,Dut ağacı, söğüt ağacı, ceviz ağacı,Hepsi koşuşturma içinde, misafirperverliğin en alası.Hep beraber akşamın inmesine kadar,Bir pansiyon, deniz kenarı, dilediğin kadar büyük,Bahçesi alabildiğine mavi,Yakamoz, karpuz kabuğu, yıldız kaydırağı,Haftanın her günü bu şölen, gidip de göremeyebilirsin,Görmek istemedikten sonra, pazartesinin imdadına yetişen salıyı.Seninle şöyle hatırlamak istiyorum;Bir rüyadan uyandığımızı düşün, ayaklarımızın yere değdiğini,Bir demir parmaklık namerde kulluk ettirmeyen,Bir pazar sabahı belki, gazetelere göz değdirmek yan yana,Sonra atmak dışarıya bir cesaret, simide asılmak bir kıyıya yanaşıp,Soğumuş bir çay simitleri yutmaya yardımcı olacak,Cömertliğimiz tutarsa güvercinler de nasiplenir bu ziyafetten,Kol kola gemileri uzaklara yolcu eden.Seninle şöyle hatırlamak istiyorum,İyi günde kötü günde,Dudağından dökülesi iki hece.