Bir dosttu o… Dizlerimin üzerine çöktüğüm zamanlarda sırtıma dokunup “Hadi, kalk!” diyen ve beni ayağa kaldıran… Umutsuz anlarımda yüzündeki tebessümüyle “Umut hep var!” diyen ve beni gülümseten… Ne zaman koşmaya kalksam, yanımda olup bana yol gösteren… Bir dosttu o… Bir liderdi o… Akıl ve bilim derken yalnızca kendi zamanını değil, yarınları da peşinden sürükleyen… Bağımsızlık ve özgürlük hedefine yürürken koca bir ulusa aynı hayali kurduran… Devrimler yaparken hiç batmayacak bir güneşi bu ülkenin tepesine çivi
Tükendi
Gelince Haber VerBir dosttu o… Dizlerimin üzerine çöktüğüm zamanlarda sırtıma dokunup “Hadi, kalk!” diyen ve beni ayağa kaldıran… Umutsuz anlarımda yüzündeki tebessümüyle “Umut hep var!” diyen ve beni gülümseten… Ne zaman koşmaya kalksam, yanımda olup bana yol gösteren… Bir dosttu o… Bir liderdi o… Akıl ve bilim derken yalnızca kendi zamanını değil, yarınları da peşinden sürükleyen… Bağımsızlık ve özgürlük hedefine yürürken koca bir ulusa aynı hayali kurduran… Devrimler yaparken hiç batmayacak bir güneşi bu ülkenin tepesine çivi ile çakan… Bir liderdi o… Senden Sonra, kimi zaman yoldaşını, kimi zaman arkadaşını, kimi zaman da liderini anlatıyor. Ve her hikâye yalnızca bir kişiye çıkıyor: Mustafa Kemal Atatürk’e... “Caddedeki bir dükkânın siyah camında yansımamı görüyorum. Orada ben değil, bir asker sureti çıkıyor karşıma; Mustafa Kemal’in askeri. Kendinden emin, inatçı, hedefe doğru emin adımlarla yürüyen...”