Ne demiş Şems-i Tebrizi Ey gönül. Ateş için rüzgâr ne ise, aşk için de ayrılık öyledir; küçük olanı söndürür, büyük olanı ise daha da güçlendirir ve iyi bil ki, ey gönül. Aşk; ateşten bir denizi, mumdan kayıkla geçmektir yanıp kül olmadan asla geçemezsin. Emrah’la Şüheda da yanıp kül olmadan asla geçemiyorlar. Bir iftirayla başlıyor her şey ve inanılmaz acılar çekiyorlar.
Her şey dâhildi sevdaya. Kavuşmalar kadar ayrılıklarda bunun bir parçasıydı. Aşkı ve sevdayı anlatmaya kelimeler yetmezdi. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerde söylenen sözlerde hep yarım
Tükendi
Gelince Haber VerNe demiş Şems-i Tebrizi Ey gönül. Ateş için rüzgâr ne ise, aşk için de ayrılık öyledir; küçük olanı söndürür, büyük olanı ise daha da güçlendirir ve iyi bil ki, ey gönül. Aşk; ateşten bir denizi, mumdan kayıkla geçmektir yanıp kül olmadan asla geçemezsin. Emrah’la Şüheda da yanıp kül olmadan asla geçemiyorlar. Bir iftirayla başlıyor her şey ve inanılmaz acılar çekiyorlar.
Her şey dâhildi sevdaya. Kavuşmalar kadar ayrılıklarda bunun bir parçasıydı. Aşkı ve sevdayı anlatmaya kelimeler yetmezdi. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerde söylenen sözlerde hep yarım ve eksikti. Kavuşmakta çözüm değildi ki için için yanmaya devam ederken âşıklar.
Gök kubbenin altında yazılmamış söylenmemiş bir şey kalmamıştı lakin herkes kendi penceresinden bakar ya hayata. Bende baktığım yerden sevdanın farklı renklerinin olduğunu anlatmaya çalıştım.