Şeyh Bedrettin, XV. yüzyıl dünyasında son derece dikkat çeken biriydi. Selçuklu Hükümdarı Alaeddin Keykubat’ın torunu ve tüm İslam aleminin tanıdığı, Ünlü ve saygın bir fıkıh ‘hukuk’ bilginiydi. Osmanlı İmparatorluğunun kazaskeri, yani kadıların, hakimlerin başkanı olarak bağnazlık ve kalıplaşmış yaşam biçimlerine karşı, özgün ve özgür düşünceleriyle eylem adamı olarak çağdaşlarının çok üstünde bir adalet anlayışına erişmişti. Toplumun ancak adaletin gerçekleşmesiyle yaşam bulacağına inanmıştı. O kadar ki; hakimlerin, doğruluğuna inanmadıkları bir yasaya göre karar vermelerinin "Haram" olduğunu savunuyordu. Şeyh Bedreddin, sömürü ve zorbalığın karşısında ezilen insanların yanında olmayı seçmişti. Düşüncelerindeki içtenlik ve onları gerçe
Tükendi
Gelince Haber VerŞeyh Bedrettin, XV. yüzyıl dünyasında son derece dikkat çeken biriydi. Selçuklu Hükümdarı Alaeddin Keykubat’ın torunu ve tüm İslam aleminin tanıdığı, Ünlü ve saygın bir fıkıh ‘hukuk’ bilginiydi. Osmanlı İmparatorluğunun kazaskeri, yani kadıların, hakimlerin başkanı olarak bağnazlık ve kalıplaşmış yaşam biçimlerine karşı, özgün ve özgür düşünceleriyle eylem adamı olarak çağdaşlarının çok üstünde bir adalet anlayışına erişmişti. Toplumun ancak adaletin gerçekleşmesiyle yaşam bulacağına inanmıştı. O kadar ki; hakimlerin, doğruluğuna inanmadıkları bir yasaya göre karar vermelerinin "Haram" olduğunu savunuyordu. Şeyh Bedreddin, sömürü ve zorbalığın karşısında ezilen insanların yanında olmayı seçmişti. Düşüncelerindeki içtenlik ve onları gerçekleştirmek için devlete karşı eylemleri nedeniyle yargılanması sırasında yaptığı savunmasında "Benzin niçin sararmış?" diye soran Sultana; "Yuvaya yılan girdiği için" diye yanıtlayarak da bir cesaret örneği verdi. Hukukun üstünlüğünü 6 asır öncesi savunan Şeyh Bedreddin, hukuk tarihçemizde unutulmazların yanında yerini almıştı. Mezarı Cağaloğlu’nda II. Mahmut Türbesi’ndedir. Günümüzde bile hukukun üstünlüğünün ayrıcalı yerini alması için beklentimiz hala sürüyor.