Ey Rabbim! Emirler, yasaklar, âyetler ve verdiğin hükümler sayısınca,Kalplerde meydana gelen düşünce, vesvese ve ilhamlar sayısınca,Bütün hareketler, sükûnetler, nefesler ve varlıkların renkleri sayısınca,Seçtiğin, kendine yakın eylediğin ve en güzel kelamı indirdiğin resûle salât olsun.(Salavât Kasîdesi, IV)
Şeyh Muhammed el-Hazîn (1819-1890), Gavs-ı A‘zam Şeyh Abdülkâdir-i Geylânî’nin soyundan, şerif oldukları da rivayet edilen birşecereye sahiptir. Hz. Pîr Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin pergel metaforuyla aktardığı gibi, memleketi Siirt’e bağlı Fersaf köyündenMardin Kasimiyye Medresesi’ne, oradan Bağdat’a, Hakkari’ye ve Hâlid-i Bağdâdî’nin seçkin halifeleri arasında yer alan Şeyh OsmanSirâceddîn’den hilafet aldığı Irak’ın Süleyma
Tükendi
Gelince Haber VerEy Rabbim! Emirler, yasaklar, âyetler ve verdiğin hükümler sayısınca,Kalplerde meydana gelen düşünce, vesvese ve ilhamlar sayısınca,Bütün hareketler, sükûnetler, nefesler ve varlıkların renkleri sayısınca,Seçtiğin, kendine yakın eylediğin ve en güzel kelamı indirdiğin resûle salât olsun.(Salavât Kasîdesi, IV)
Şeyh Muhammed el-Hazîn (1819-1890), Gavs-ı A‘zam Şeyh Abdülkâdir-i Geylânî’nin soyundan, şerif oldukları da rivayet edilen birşecereye sahiptir. Hz. Pîr Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin pergel metaforuyla aktardığı gibi, memleketi Siirt’e bağlı Fersaf köyündenMardin Kasimiyye Medresesi’ne, oradan Bağdat’a, Hakkari’ye ve Hâlid-i Bağdâdî’nin seçkin halifeleri arasında yer alan Şeyh OsmanSirâceddîn’den hilafet aldığı Irak’ın Süleymaniye şehrine uzanan ilim ve hikmet yolculuğunda hem talip olan hem de tâbi olunan medreseâlimi bir mürşid-i agâh olmuştur. Nakşibendî, Kâdirî, Sühreverdî, Kübrevî, Bedevî ve Çeştî tarikatlarında irşâd için izin ve icâzeti bulunanŞeyh Muhammed el-Hazîn, Nakşibendî tarîkatının Hâlidiye kolunun mürşidlerindendir.
Elinizdeki eser, zamanının hem ilmî hem de irfanî maksatlarını, mekânın gerek aklî gerekse gönül hâllerini yol eylemişŞeyh Muhammedel-Hazîn el-Fersâfî Hazretleri’nin methiye ve mersiyeler, icazetname ve belgeler üzerinden kaleme alınmış tercüme-i hâli ile Farsça,Arapça ve Kürtçe şiirlerden oluşan dîvânının aslı, tercümesi ve şerhlerini konu edinmektedir.