"Kaldırımda ufak bir çocuk ağlıyormuş. Yoldan geçen bir adam çocuğa yaklaşmış, neden ağladığını sormuş. Çocuk:
- Sinemaya gitmek için elimde iki tane beş lira vardı. Büyük bir çocuk geldi, elimden zorla beş lirayı aldı, demiş. Eliyle de uzaklaşmakta olan çocuğu göstermiş.
Adam çocuğa şevkatle yaklaşarak konuşmaya başlamış:
-Bağırmadın mı, yardım çağırmadın mı?
- Olur mu, bağırdım.
- Kimse duymadı mı?
- Kimseye sesimi duyuramadım.
- Neden daha yüksek sesle bağırmadın?
- Sesim daha yüksek çıkmıyor, demiş ve adama umutla bakmış.
Adam gülümseyerek,
- O elindeki beş lirayı da bana ver, d
Tükendi
Gelince Haber Ver"Kaldırımda ufak bir çocuk ağlıyormuş. Yoldan geçen bir adam çocuğa yaklaşmış, neden ağladığını sormuş. Çocuk:
- Sinemaya gitmek için elimde iki tane beş lira vardı. Büyük bir çocuk geldi, elimden zorla beş lirayı aldı, demiş. Eliyle de uzaklaşmakta olan çocuğu göstermiş.
Adam çocuğa şevkatle yaklaşarak konuşmaya başlamış:
-Bağırmadın mı, yardım çağırmadın mı?
- Olur mu, bağırdım.
- Kimse duymadı mı?
- Kimseye sesimi duyuramadım.
- Neden daha yüksek sesle bağırmadın?
- Sesim daha yüksek çıkmıyor, demiş ve adama umutla bakmış.
Adam gülümseyerek,
- O elindeki beş lirayı da bana ver, diyerek çocuğun elinden zorla ikinci beş lirayı alıp oradan uzaklaşmış."
Alman Lisesi`nin son sınıfında Bertolt Brecht`in bu hikayesini Almanca okuduğumda, kelime kelime hepsini anlamış, fakat ne demek istediğine akıl sır erdirememiştim. Bunu da Almancamın tazeliğine vermiştim. Sonraları bu hikayenin acı gerçeğini anlamaya başladım. Belki günümüzde bu hikayeyi okuyan gençler bile, bunda anlaşılmayacak ne var diye dudak bükebilirler. Ne de olsa zaman değişti! `Her şey mübahtır` anlayışı kabul görmeye başladı.
İşte 19. yy`ın başında, bizde tarikat ehli Mehmed Said Halet Efendi, Fransa`da ise papaz öğretmeni Joseph Fouche böyle davranarak güçlerine güç zenginliklerine zenginlik kattılar. Bu kitapta kahramanlarımızın tarihi hikâyelerini karşılaştırmalı olarak okuyarak güç ve para için neler yapabildiklerini hayretle göreceksiniz.