Kahramana ait değerler dünyanın ufkundan çekilirken, kazanç dünyasının kavramlarından yeni ve cesur bir dünya imal edildi. Modern insanın doğayı denetleyerek tüm varlığı sömürgeleştirmesi, böylece bir yeryüzü cenneti kurma ideali, kadim dünyanın yegâne iletişim biçimi olan sözü de yerinden etti. Sözün yerini gösteri (göz) etkinliği aldı. Sözün/şiirin, dolaysıyla şairin, belirleyici bir konumda olmamasının nedeni tehlikeden riske, kahramandan girişimciye, sözden gösteriye uzanan bu tarihî kesitte aranmalı. Artık eğitim, sanat, bilgi ve görgü gibi en temel insani değerle
Tükendi
Gelince Haber VerKahramana ait değerler dünyanın ufkundan çekilirken, kazanç dünyasının kavramlarından yeni ve cesur bir dünya imal edildi. Modern insanın doğayı denetleyerek tüm varlığı sömürgeleştirmesi, böylece bir yeryüzü cenneti kurma ideali, kadim dünyanın yegâne iletişim biçimi olan sözü de yerinden etti. Sözün yerini gösteri (göz) etkinliği aldı. Sözün/şiirin, dolaysıyla şairin, belirleyici bir konumda olmamasının nedeni tehlikeden riske, kahramandan girişimciye, sözden gösteriye uzanan bu tarihî kesitte aranmalı. Artık eğitim, sanat, bilgi ve görgü gibi en temel insani değerler, girişimci kapitalistin rafine usullerle belirlediği enformatik/enrtopik çağa emanettir. Bu enformatik çağ bir yandan insanları kitleselleştirilmiş eğlence kültürüyle oyalarken, diğer yandan onların kendilerine ve dünyaya yönelik sahici sorular sormasını engelliyor. Şair, modern dünyada kendi konumunu ve düşüncesini belirlemeye çalışırken bir yandan da şiirin değişen alanlarını kendince tanımlamaya çalışıyor. Kadim şiirlerin anlatan, gösteren tavrından modern şiirin anlamdan uzak, gölgeli yapısına; şairin ortada olarak “değerler”i temsil etmesinden kendini kurtarıp varlık alanını belirlemesi, kendini tanımlayabilmesi, kahraman olarak ortaya çıkıp konuşabilmesine kadar değişen her kavramı tek tek ele alıyor Köneçoğlu. Kendi şiirini oluşturan bir şair olarak çıktığı bu yolculukta bulduğu sonuçlar, yargılar, varılan yerler Şiiri Geri Çağırmak`ta.