Hadi Hemen Kendine Bir Siyah Ceket Al. Çünkü Bu Kitabı Okurken Kalbin Yanacak. Kalbin Yanarken De Bedenin Buz Tutacak.
‘Gitme’ diye yalvarmıştım. Gözlerine daha fazla bakma cesaretini kendimde bulamıyordum. Elimi elinden çektim yavaşça ve gözyaşlarımı silip arabadan indim. Gitmeye kararlı bir adamı vazgeçiremezdim.
Aylar geçti aradan.
Sonra ne mi oldu?
O tekrar döndü. Peki neden dönmüştü günler sonra?
Tükendi
Gelince Haber VerHadi Hemen Kendine Bir Siyah Ceket Al. Çünkü Bu Kitabı Okurken Kalbin Yanacak. Kalbin Yanarken De Bedenin Buz Tutacak.
‘Gitme’ diye yalvarmıştım. Gözlerine daha fazla bakma cesaretini kendimde bulamıyordum. Elimi elinden çektim yavaşça ve gözyaşlarımı silip arabadan indim. Gitmeye kararlı bir adamı vazgeçiremezdim.
Aylar geçti aradan.
Sonra ne mi oldu?
O tekrar döndü. Peki neden dönmüştü günler sonra?
‘Ben senin yanında çok mutluyum ama mutsuzluğu seçiyorum.’ Demek için mi? Tam da yokluğuna alışmışken canımı yakmak hoşuna gidiyor olmalıydı. Madem gidecekti, neden sevmişti beni? ‘Beni kötü bilme’ demişti sadece. Sanırım onu kötü bilmemem acıma daha çok acı katacaktı. O an idrak edememiştim bunu. ‘Yine gitme’ diye yalvarırken, ‘Seni seviyorum’ diyen dudaklarımı öperek susturmuştu son kez.
O, geçmişi ve geleceği arasında bir seçim yapmıştı. Peki bu yarım kalan aşkın bedelini kim ödeyecekti?
Oldukça siyah bir adam!
Ve ondan geriye kalan tek şey;