New York’un soygunlara, cinayetlere, fuhuşa sahne olan, göçmenlerle yoksulların yaşadığı kesimlerinin hiç de yabancısı olmayan Stephen Crane, 1893’te Johnston Smith müstear ismiyle yayımladığı Sokak Kızı Maggie’de kendi gözlemlerinden faydalanır. İrlandalı göçmen bir ailenin üç çocuğundan biri olan, alkolik ebeveyn şiddetinin ve zorlu sokak şartlarının gölgesinde savunmasız kalan Maggie, kötü geçen çocukluğunun ardından daha iyi bir hayat düşüyle etrafına imrenerek bakan ve sevilmek isteyen bir genç kadına dönüşür. Büyük şehrin kenarda köşede kalmış insanlarının gündelik hayatını v
Tükendi
Gelince Haber VerNew York’un soygunlara, cinayetlere, fuhuşa sahne olan, göçmenlerle yoksulların yaşadığı kesimlerinin hiç de yabancısı olmayan Stephen Crane, 1893’te Johnston Smith müstear ismiyle yayımladığı Sokak Kızı Maggie’de kendi gözlemlerinden faydalanır. İrlandalı göçmen bir ailenin üç çocuğundan biri olan, alkolik ebeveyn şiddetinin ve zorlu sokak şartlarının gölgesinde savunmasız kalan Maggie, kötü geçen çocukluğunun ardından daha iyi bir hayat düşüyle etrafına imrenerek bakan ve sevilmek isteyen bir genç kadına dönüşür. Büyük şehrin kenarda köşede kalmış insanlarının gündelik hayatını ve alışkanlıklarını anlatan Crane, bize dönemin New York’undan bir kesit sunar. Yazar 21 yaşındayken ilk kitabı Sokak Kızı Maggie’yi yayımladığında, fazlasıyla gerçekçi ve izlenimci olan eser okurların tepkisini çekmişti. Bugünse Crane’in gitgide büyüyen bir şehirde sadece insanların yaşadığı çevrenin değil, insan doğasının da değiştiğini ortaya koyan eserlerinin ilk örneği olarak kabul ediliyor ve pek çok akademik çalışmaya konu oluyor.