Sovyetler Birliği’ndeki Kürtler üzerine yazılan çok az sayıda kitap-belge-yazı bulunmaktadır. Daha çok son yıllarda bir nebze “yaygınlaşan” bu materyalin, konunun çok yönlü ele alınmasında belli bir katkısı olsa da, esasında olguların yerine “kendi doğrusunu” koyan bir mantığın hâkimiyeti nedeniyle güvenilirliği zayıf kalmaktadır. Zira doğrudan Sovyet Kürt’ü kimliğini taşıyan kimileri de soruna olgusal düzlemden ziyade bildiklerini açıklama (!) kaygısı ile yaklaştıkları için konu hakkında yararlanılabilecek fazla bir belgesel çalışmanın var olduğu söylenemez. Hal böyle olunca da, belge yerine ilgili yazıla
Tükendi
Gelince Haber VerSovyetler Birliği’ndeki Kürtler üzerine yazılan çok az sayıda kitap-belge-yazı bulunmaktadır. Daha çok son yıllarda bir nebze “yaygınlaşan” bu materyalin, konunun çok yönlü ele alınmasında belli bir katkısı olsa da, esasında olguların yerine “kendi doğrusunu” koyan bir mantığın hâkimiyeti nedeniyle güvenilirliği zayıf kalmaktadır. Zira doğrudan Sovyet Kürt’ü kimliğini taşıyan kimileri de soruna olgusal düzlemden ziyade bildiklerini açıklama (!) kaygısı ile yaklaştıkları için konu hakkında yararlanılabilecek fazla bir belgesel çalışmanın var olduğu söylenemez. Hal böyle olunca da, belge yerine ilgili yazıları yazanlar kendilerini tanık gösterme tavrı içerisine girmektedirler. Kuşku yok ki tercih edilen bu yöntemin sonucu olarak ortaya kaba bir “tarih çarpıtıcılığı” çıkmaktadır. Bu çalışma içinde, diğer şeylerin yanında sosyalist tarihin çarpıtılmasına da yanıt vermeye çalıştık. Sosyalizm koşullarında Kürtlerin durumunu ele alan bu çalışmanın, halkımızın özgürlük mücadelesine olumlu bir katkı sunması dileğiyle..