Bu kitap bir sosyolojik du¨s¸u¨nce tarihi degˆildir. Do¨rt bu¨yu¨k sosyolog bu kitapta kendi namına degˆil, c¸agˆdas¸ sosyologlara faydalı olmaya devam ettikleri ic¸in incelenmis¸tir. Her birinin dehası, modern toplumları anlamak amacıyla genel bir paradigma gelis¸tirirken,aynı zamanda bu paradigmayı kusursuzlas¸tırmak ve yorumlayıcı bir toplum kuramına do¨nu¨s¸tu¨rmek ic¸in o¨zel tanımlayıcı c¸alıs¸malar yu¨ru¨tmeleridir. Genelleme ve ampirik aras¸tırma arasında gidip gelmek sosyal bilimlerin, hatta aslında tu¨m bilimlerin bas¸vurdugˆu bir yaklas¸ımdır. Toplumu okumaları kadar yo¨ntem konusundaki dersleri de sosyal bilimlere yeni giris¸ yapanların ilgisini c¸ekmelidir.
Tükendi
Gelince Haber VerBu kitap bir sosyolojik düşünce tarihi değildir. Dört büyük sosyolog bu kitapta kendi namına değil, çağdaş sosyologlara faydalı olmaya devam ettikleri için incelenmiştir. Her birinin dehası, modern toplumları anlamak amacıyla genel bir paradigma geliştirirken,aynı zamanda bu paradigmayı kusursuzlaştırmak ve yorumlayıcı bir toplum kuramına dönüştürmek için özel tanımlayıcı çalışmalar yürütmeleridir. Genelleme ve ampirik araştırma arasında gidip gelmek sosyal bilimlerin, hatta aslında tüm bilimlerin başvurduğu bir yaklaşımdır. Toplumu okumaları kadar yöntem konusundaki dersleri de sosyal bilimlere yeni giriş yapanların ilgisini çekmelidir.
Tocqueville, Marx, Weber ve Durkheim’den her biri kendi açıklama anahtarına varmıştır: Eşitliğin ilerlemesi, sınıf mücadelesi, toplumsal rollerin farklılaşması ve akılcılaştırma (rasyonalizasyon) her zaman çağdaş sosyologlar tarafından incelenen mekanizmalar olmuştur. Bu makro-sosyolojik karşılaştırmacılık örnek teşkil etmeye devam etmektedir; geleceğin sosyologları olsun ya da olmasın, tüm genç beyinler bu yaklaşımdan beslenmelidirler.