“Vapurun merdiveninden inerken hâkî renkli elbiseli bir zabit pasaportuma baktı. Merdivenden ayaklarım yepyeni bir karaya, bir âleme doğru ilerliyordu. Ayağım vapurun sahile yaslanan merdiveninin son kademesinde idi. Bir saniye sonra ayak basacağım toprağı hâlâ kafamda tasarlayamamıştım.
Moskova ve Sovyetler İhtilali’ne dair birçok kitaplar okumuştum. Fakat bence bunların tek kabahatleri bir taraflı olmaları idi. Ya hayranlar ütopiye benzer bir âlemden bahsetmişler yahut da düşmanlar mutlaka bir cehennem dekoru yaratmak istemişlerdir. Daha büyük kusur, birtakım adamların bir memleketi kendi tarihiyle değil de kendi kafalarındaki &
Tükendi
Gelince Haber Ver“Vapurun merdiveninden inerken hâkî renkli elbiseli bir zabit pasaportuma baktı. Merdivenden ayaklarım yepyeni bir karaya, bir âleme doğru ilerliyordu. Ayağım vapurun sahile yaslanan merdiveninin son kademesinde idi. Bir saniye sonra ayak basacağım toprağı hâlâ kafamda tasarlayamamıştım.
Moskova ve Sovyetler İhtilali’ne dair birçok kitaplar okumuştum. Fakat bence bunların tek kabahatleri bir taraflı olmaları idi. Ya hayranlar ütopiye benzer bir âlemden bahsetmişler yahut da düşmanlar mutlaka bir cehennem dekoru yaratmak istemişlerdir. Daha büyük kusur, birtakım adamların bir memleketi kendi tarihiyle değil de kendi kafalarındaki ölçülerle ölçmüş olmaları idi…”
***
Gerçekçi edebiyatımızın ilk temsilcilerinden de olan Sadri Ertem, İsmet İnönü’nün 1932 yılında gerçekleşen Sovyetler Birliği gezisine katılan gazetecilerden biridir. Bu gezi sırasında kaleme aldığı gözlemlerini, tuttuğu notları ve kısa kısa derlediği tarihsel bilgileri özellikle takip eden süreçte yükselen Hitler ve Nazi tehdidi gölgesinde, kendisi hayattayken yayımlatmayı başaramamıştır.
Elinizdeki bu özgün çalışma, Ertem’in notlarını teslim ettiği, yazınımızın bir başka büyük değeri Kemal Sülker’in çabasıyla ancak yıllar sonra okurla buluşabilmiştir.