Musa Carullah elinizdeki Sünnet Kitabı’nda Hz. Peygamber’in sünnetinin İslam’ın dört temel şer’i delili (edille-i erbaa) arasında
Kur’an-ı Kerim’den de önce gelmek üzere birinci delil olduğunu, peygamberliğin (nübüvvet) bütün hak ve sorumluluklarıyla ilgili
fonksiyonlarının ümmete miras kaldığını, şer’i delillerin herhangi bir sayıyla sınırlandırılamayacağını ve bu kapsamda mevcut şer’i delillere toplumsal tecrübeler, tarihin şehadeti, ihtiyaç ve aklın hidayeti gibi bazı delillerin ilave edilmesi gerektiğini savunmuştur. Ayrıca, Musa Carullah bütün hayatı boyunca savunduğu çeşitli ilkeleri bir manifesto
Tükendi
Gelince Haber VerMusa Carullah elinizdeki Sünnet Kitabı’nda Hz. Peygamber’in sünnetinin İslam’ın dört temel şer’i delili (edille-i erbaa) arasında
Kur’an-ı Kerim’den de önce gelmek üzere birinci delil olduğunu, peygamberliğin (nübüvvet) bütün hak ve sorumluluklarıyla ilgili
fonksiyonlarının ümmete miras kaldığını, şer’i delillerin herhangi bir sayıyla sınırlandırılamayacağını ve bu kapsamda mevcut şer’i delillere toplumsal tecrübeler, tarihin şehadeti, ihtiyaç ve aklın hidayeti gibi bazı delillerin ilave edilmesi gerektiğini savunmuştur. Ayrıca, Musa Carullah bütün hayatı boyunca savunduğu çeşitli ilkeleri bir manifesto biçiminde bu eserinde tekrar hatırlatmıştır. Bu ilkelerden bazıları şunlardır: Allah’ın kitabının her türlü yalan, çelişki ve ihtilaftan uzak olduğunu kabul etmek Kur’an-ı Kerim’e karşı bir samimiyettir; Resul-i Ekrem’in sünnetinden başka hiç kimsenin sözü ve davranışı mutlak anlamda delil olamaz; âlimlerin yetenek ve kabiliyetleri, üstünlük ve hakları takdir edilmelidir; ancak onların üstünlüğü görüşlerinin mutlaka kabul edileceği anlamına gelmediği gibi, görüşlerinin terk edilmesi de onları küçük görmek anlamına gelmez; bir dönemin eskiliği üstünlük, yeniliği de noksanlık unsuru olamaz; herkesin hürriyeti kabul edilmeli; herkesin sözüne, fikrine ve mezhebine saygı gösterilmelidir. Günümüzde de hâlâ tartışılmaya devam eden önemli bazı konularla ilgili böyle bir eseri neşretmekteki amacımız Musa Carullah’ın görüşlerinin leh veya aleyhinde bir tavır almak değil, sadece onun eserini günümüz okuyucularının anlayabileceği bir dille yeniden yayımlayarak hayatını dini ve vatanı uğrunda feda etmiş bir ilim adamına karşı milletçe şükran borcumuzu ödemeye çalışmaktır. Bu arada, şayet Musa Carullah’ın görüşleri günümüz İslam düşüncesi ve kültürü alanlarında yeni birtakım fikir ve yaklaşımların doğmasına vesile olursa kendimizi bahtiyar sayarız.