İktisadi faaliyetler insanoğlunun varlığından beri devam etmektedir. Avcılık ve toplayıcılık döneminde insanlar çevre koşullarına tamamen bağımlı bir yaşam sürmüşlerdir. Aradan geçen yüzyıllar boyunca doğal kaynaklar ve çevre ile iç içe bir yaşam süren inşalar çevreden elde ettikleri kaynakları üretim sürecinde kullanarak ticareti geliştirmişlerdir. Sanayi devrimi ile birlikte doğal kaynak kullanımı yüksek boyutlara ulaşmış ve üretimin en temel girdisi olarak kabul edilmiştir.
Teknolojik gelişmenin ön plana çıktığı 20. Yüzyıl ve sonrasında doğal kaynak kullanımı yanında doğayı kirletme ve doğal kaynakla
Tükendi
Gelince Haber Verİktisadi faaliyetler insanoğlunun varlığından beri devam etmektedir. Avcılık ve toplayıcılık döneminde insanlar çevre koşullarına tamamen bağımlı bir yaşam sürmüşlerdir. Aradan geçen yüzyıllar boyunca doğal kaynaklar ve çevre ile iç içe bir yaşam süren inşalar çevreden elde ettikleri kaynakları üretim sürecinde kullanarak ticareti geliştirmişlerdir. Sanayi devrimi ile birlikte doğal kaynak kullanımı yüksek boyutlara ulaşmış ve üretimin en temel girdisi olarak kabul edilmiştir.
Teknolojik gelişmenin ön plana çıktığı 20. Yüzyıl ve sonrasında doğal kaynak kullanımı yanında doğayı kirletme ve doğal kaynakları tüketme boyutu önem kazanmıştır. Büyüme ve kalkınama çabalarının belli bir düzeye gelmesinden sonra iktisadi faaliyetlerin doğal kaynaklar ve çevre üzerindeki etkileri tartışılmaya başlamış ve sürdürülebilir kalkınma konusu literatürdeki yerini almıştır. Önceleri ulusal olarak örgütlenen sivil toplum kuruluşları giderek konunun uluslararası boyut kazanmasına paralel olarak dünya çapında örgütlenmeye başlamışlardır. Hükümetler üzerinde kurulan baskılar sonuç vermeye başlayınca uluslararası anlaşmalar yapmanın da yapmanın da önü açılmıştır. Birçok ülkede çevre ile ilgili kamu kurumları kurulmuştur.
Çevre bozulmaları ve çevre kirliliği ile ilgili ülkeler arasında işbirliği imkânları doğmakla birlikte bu işbirliğine yanaşmayan ülkeler halen hem kendi kamuoylarından hem de uluslararası kamuoyundan çeşitli baskılar görmektedirler. Genel olarak hem toplumlar hem de devletler doğanın korunması yönünde irade beyan etmekle birlikte çevrenin korunmasına yönelik tedbirlerin maliyetleri de diğer bir tartışma konusu olarak gündemde yer almaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkeler ile az gelişmiş ülkelerin çevrenin korunması ve doğal kaynakların verimli olarak kullanılmasına yönelik kaynaklarının kıt olması çevre korumanın finansmanı sorununu da beraberinde getirmektedir.