Adolf Loos’un yazılarından oluşan *Süsleme ve Cürüm* yayımlandı…
Adolf Loos’un farklı konulardaki 48 yazısını içeren *Süsleme ve Cürüm*, Erdem Ceylan’ın çevirisi, giriş yazısı ve editoryal notlarıyla yayımlandı. Aykut Köksal’ın genel yayın yönetmenliğinde etkinlik gösteren Arketon Yayınları’nın üçüncü kitabı olan *Süsleme ve Cürüm*de yazılar sekiz ana başlıkta toplanıyor: Zanaat, Kültür, Sanat, Moda, Mobilya, Malzeme, Üslup ve Mimarlık. *Süsleme ve Cürüm*de bir araya getirilen yazılar, Loos’un 1921 tarihli *Boşluğa Söylenmiş* ve 1931 tarihli *Rağmen* başlıklı derlemelerinden seçildi.
Erdem Ceylan, kitaba yazdığı önsözde şöyle diyor: *Okur, Loos’un metinlerini okurken ‘müellif’in çok sayıdaki kimliğine şahit olur. Mimarlık, sa
Tükendi
Gelince Haber VerAdolf Loos’un yazılarından oluşan “Süsleme ve Cürüm” yayımlandı…
Adolf Loos’un farklı konulardaki 48 yazısını içeren “Süsleme ve Cürüm”, Erdem Ceylan’ın çevirisi, giriş yazısı ve editoryal notlarıyla yayımlandı. Aykut Köksal’ın genel yayın yönetmenliğinde etkinlik gösteren Arketon Yayınları’nın üçüncü kitabı olan “Süsleme ve Cürüm”de yazılar sekiz ana başlıkta toplanıyor: Zanaat, Kültür, Sanat, Moda, Mobilya, Malzeme, Üslup ve Mimarlık. “Süsleme ve Cürüm”de bir araya getirilen yazılar, Loos’un 1921 tarihli “Boşluğa Söylenmiş” ve 1931 tarihli “Rağmen” başlıklı derlemelerinden seçildi.
Erdem Ceylan, kitaba yazdığı önsözde şöyle diyor: “Okur, Loos’un metinlerini okurken ‘müellif’in çok sayıdaki kimliğine şahit olur. Mimarlık, sanat ve moda eleştirmeni, kâhin, öğretmen, reklamcı, denemeci, hikâye anlatıcısı, hatip. Kimi zaman aynı metinde birkaçı birden. Loos’un yazı dili bilimselliğin soğuk nesnelliğinden, entelektüelliğin derinliğinden, mesafeli duruşundan ve üstten bakışından uzaktır. Bu tutumun nedeni, mimarlık gibi yazının da entelektüelleştirilmesine karşı olması, dolayısıyla dili kültüre iade etmek istemesidir. Toplumun ortalama kesiminin kavrayabileceği, samimi ve dürüst bir dille, halkın yaşayan, gündelik konuşma diliyle yazar, kızar, sitem eder, hakkının yendiği iddiasında bulunur; ancak elbette nihayetinde konunun otoritesi daima kendisidir. ‘Doğru’ bilgi, bakış açısı, değerlendirme, yorum ve yargı ondadır. Tezlerini meşrulaştırmak, iddialarını haklı çıkarmak için tarihin derinliklerinden -okuruna tanıdık geleceğine inandığı- kanıtlar devşirir. Anlaşılmak ister, kelime oyunlarına yer vermez. Yine de ara sıra imalı ve alaycı olduğu da bir gerçektir. Amacı edebiyatın dolambaçlı yollarına sapmak değil, okuruyla -her kimse ve ne pahasına olursa olsun- mutlaka diyaloğa girmek, sansasyonel projeleriyle Viyanalılara yaptığı gibi, yazılarıyla da okuru soru sormaya ve düşünmeye sevk etmektir.
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yurttaşı, Avusturya vatandaşı, Viyanalı, Amerika Birleşik Devletleri’nin ziyaretçisi, İngiliz kültürü sempatizanı, kısa süreliğine Secession’cu, Secession ve Wiener Werkstätte düşmanı, süsleme karşıtı, devlet memuru, Viyana kafelerinin müdavimi, Viyana modernistlerinden, mimar, mobilya tasarımcısı, yazar, eleştirmen, öncü, entelektüel, erkek, bir heykeltıraş ve duvar ustasının oğlu, on iki yaşına kadar sağır, her daim yalnız, koca, mizojen, kadınsever. Loos bunların hepsi. Ve çok daha fazlası.”