Edebiyatımızda, nazım şekli olarak kasîde türünde vücûda getirilen ve övgü mahiyetinde bulunan şiirler oldukça önemli bir yere sahiptir. XVIII. yy.da yaşayan ve devrin reis-i şâirân unvânını almış ünlü şâirlerinden olan Sünbülzâde Vehbî’nin, I. Abdülhamid’e sunarak idâmdan kurtulduğu ve sefâretnâme özelliği de taşıyan kasîdesi Tannâne ve Rodos kadılığı esnâsında, eski Kırım Hân’ı Şâhin Girây’ın, memleketi Kırım’ı Ruslar’a teslim etmesinden dolayı Rodos’a sürgüne gönderildikten sonra idam edilmesine dair yine I. Abdülhamid’e gönderdiği rapor niteliğindeki Tayyâre kasîdesi muhtevâ bakımından diğer klâsik kasîdelerden ayrılır. Osmanlı medeniyet tasavvurunun, edebiyat üzerinden Cumhuriyet dönemine taşınmasında büyük emeği olan ve bununla bi
Tükendi
Gelince Haber VerEdebiyatımızda, nazım şekli olarak kasîde türünde vücûda getirilen ve övgü mahiyetinde bulunan şiirler oldukça önemli bir yere sahiptir. XVIII. yy.da yaşayan ve devrin reis-i şâirân unvânını almış ünlü şâirlerinden olan Sünbülzâde Vehbî’nin, I. Abdülhamid’e sunarak idâmdan kurtulduğu ve sefâretnâme özelliği de taşıyan kasîdesi Tannâne ve Rodos kadılığı esnâsında, eski Kırım Hân’ı Şâhin Girây’ın, memleketi Kırım’ı Ruslar’a teslim etmesinden dolayı Rodos’a sürgüne gönderildikten sonra idam edilmesine dair yine I. Abdülhamid’e gönderdiği rapor niteliğindeki Tayyâre kasîdesi muhtevâ bakımından diğer klâsik kasîdelerden ayrılır. Osmanlı medeniyet tasavvurunun, edebiyat üzerinden Cumhuriyet dönemine taşınmasında büyük emeği olan ve bununla bir köprü vazifesi gören münevver ve abidevî şahsiyet Tâhirü’l-Mevlevî’nin, Tannâne ve Tayyâre Kasîdeleri adlı eseri de sözü edilen bu iki kasîdenin şerhidir.
Bu çalışmada öncelikle Tâhirü’l-Mevlevî ile Sünbülzâde Vehbî’nin hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiş, akabinde Tannâne ve Tayyâre kasîdelerinin konu ve kapsamına değinilmiştir. Şerh metni; dil özellikleri, şârihin şerh yöntemi, kullanılan kaynaklar ve edebî sanatlar gibi çeşitli yönlerden incelenmiştir. Son bölümde ise şerh metni yer almaktadır.
Bu çalışma neticesinde azîz mutasavvıf Tâhirü’l-Mevlevî’nin tasavvufî birikimiyle birlikte Arapça ve Farsçaya olan hâkimiyetini aksettirdiği en önemli eserlerinden biri daha günümüz alfabesine aktarılmış ve okuyucuların istifadesine sunulmuştur. Tâhirü’l-Mevlevî’nin son derece sâde bir dille şerh ettiği kasîdeler üzerinden I. Abdülhamid dönemi Osmanlı Devleti kültürel ve siyasi hayatı ile şâir Sünbülzâde Vehbî’nin sanat üslubu hakkındaki değerlendirmeleri de gün yüzüne çıkarılmıştır.