“Evet, bir de şu “garip” kelimesi vardı. Daha önce kırk yılda bir bile kullanmazdı bu kelimeyi. Öğretmenlik yaptığı yıllarda bir şiir akımının adı olduğu için mecburen telaffuz ederdi ama emekliliğinden sonra yüzüne bile bakmamıştı. “Kimsesiz” manasına gelen “garip” yerine “zavallı” kelimesini tercih ederdi, öteki manadaki “garip” gerçek hayatta işe yaramayan fuzuli bir kelimeydi. Şimdi ise sanki kaybolan yıllarının acısını çıkarmak istercesine her taşın altından çıkıp duruyordu.”
Tanrı’nın Karalama Defteri gerçeküstü, absürt öğelerle bezeli, tekrar tekrar okumak istey
Tükendi
Gelince Haber Ver“Evet, bir de şu “garip” kelimesi vardı. Daha önce kırk yılda bir bile kullanmazdı bu kelimeyi. Öğretmenlik yaptığı yıllarda bir şiir akımının adı olduğu için mecburen telaffuz ederdi ama emekliliğinden sonra yüzüne bile bakmamıştı. “Kimsesiz” manasına gelen “garip” yerine “zavallı” kelimesini tercih ederdi, öteki manadaki “garip” gerçek hayatta işe yaramayan fuzuli bir kelimeydi. Şimdi ise sanki kaybolan yıllarının acısını çıkarmak istercesine her taşın altından çıkıp duruyordu.”
Tanrı’nın Karalama Defteri gerçeküstü, absürt öğelerle bezeli, tekrar tekrar okumak isteyeceğiniz, sürükleyici bir roman. Ziyadesiyle komik ve bir o kadar da hüzünlü. Heyecan verici temposu ve ustaca kurgusuyla hayreti mucip bir hikâye…
Emekli öğretmen Zübeyir Bey’in kapısına bırakılan sarı bir zarf, hayatını altüst eder. Çok sıradan görünen bu “garip” hadise sonucu sarı zarfın gizemini anlamaya çalışan Zübeyir Bey, maceralarla dolu bir bulmacanın içine düşer, onu çözmeye çalıştıkça da kendi girdaplarıyla yüzleşir.
Gündelik hayatta sık sık karşılaştığımız ancak sıradanlaşan “gariplik”leri inceden bir eleştiriyle anlatan Hürer Ebeoğlu sizleri de girdaplarınızla yüzleşmeye çağırıyor.