Anadolu`da Selçuklular zamanında başlayıp Osmanlılar döneminde daha da yaygınlaşan tasavvuf ve tarîkatların önde gelen şahsiyetlerinin, sözlü faaliyetlerin yanı sıra mensuplarını eğitmek için “tarîkatnâme”, “mi‘yâr-ı tarîkat”, "hurde-i tarîkat”, “âdâb-ı tarîkat" ve "erkânnâme" gibi isimler altında mânevî terbiyenin usûl ve esaslarını, inceliklerini içeren eserler kaleme aldıkları bilinmektedir. XV. asrın meşhur sûfî şâirlerinden ve Kâdiriyye`nin Eşrefiyye kolunun müessisi İznikli Eşrefoğlu Abdullah Rûmî`n
Tükendi
Gelince Haber VerAnadolu`da Selçuklular zamanında başlayıp Osmanlılar döneminde daha da yaygınlaşan tasavvuf ve tarîkatların önde gelen şahsiyetlerinin, sözlü faaliyetlerin yanı sıra mensuplarını eğitmek için “tarîkatnâme”, “mi‘yâr-ı tarîkat”, "hurde-i tarîkat”, “âdâb-ı tarîkat" ve "erkânnâme" gibi isimler altında mânevî terbiyenin usûl ve esaslarını, inceliklerini içeren eserler kaleme aldıkları bilinmektedir. XV. asrın meşhur sûfî şâirlerinden ve Kâdiriyye`nin Eşrefiyye kolunun müessisi İznikli Eşrefoğlu Abdullah Rûmî`nin Tarîkatnâme`si de işte böylesi eserlerden birisidir.
Bu çalışmada önce tasavvufta tarîkatnâme geleneği ile Eşrefoğlu Rûmî`nin hayatı, eserleri ve Tarîkatnâme`sinin muhtevâsı ve nüshaları hakkında anahatlarıyla bilgiler verilmiş, ardından söz konusu eserin İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Yazma Bağışlar No: 3026`daki el yazması nüshasına dayanılarak yeni harfli çeviriyazılı metni sunulmuştur.